Ana içeriğe atla

TEŞEKKÜRLER AİLEM / TEŞEKKÜRLER DOSTLARIM / İYİ Kİ VARSINIZ


                       Doğum Günümü Kutlayan Tüm Dostlara

Bir yıl daha geçip gitti, arkasına bakmadan.

Ama ben de inanın hiç boş durmadım, yaşadım.



Mutlu oldum, üzüldüm, kızdım, hüzünlendim, yalnız kaldım, kalabalıklardan yoruldum, gittim, geldim, koştum, kuşlara imrendim, çiçekleri kokladım, mor menekşeleri sevdim, Yıldızlara baktım,kelebeklerle konuştum, çalıştım, çabaladım, yazdım çizdim, sizler için bir şeyler karaladım...


O kadar çok şey yaptım ki, bir yılın aslında bir insan hayatı için ne kadar da uzun bir yol olduğunu anladım.
Gerçek manasıyla bir yıl yaşamak, bin yıl yaşıyor gibi yapmaktan çok daha güzelmiş, çok daha anlamlıymış, bunu anladım.

Teşekkürler Allah’ım ömrüme kattığın tüm bu güzellikler için...

Teşekkürler Eşim, yoldaşım, hayat arkadaşım, paydaşın, Ayşegül, Teşekkürler Kızlarım Ayça Sinem, Ezgi Gizem iyi ki varsınız varlığınız huzur ve güven veriyor, Teşekkürler Damadım İsmail Açar, Torunum K.Toprak sizlerde iyi ki hayatımıza girmişsiniz, huzurun ve sevginin temsilcileri sizleri çok seviyorum... büyük, geniş ailem iyi ki sizlerin kardeşi ve abisiyim,amcasıyım,dayısıyım,
Teşekkürler akrabalarım, sevdiklerim, dostlarım, arkadaşlarım,komşularım, sizlerle bu dünya daha da çok yaşamaya değer.

Teşekkürler yeryüzünün canlıları, evrenin galaksileri, gökyüzünün bulutları, hepinize teşekkürler. Bu hayat siz olmadan ne kadar da anlamsız olurdu.

Teşekkürler ey aşk, sen bizim yanı başımızda bize eşlik eden en güzel arkadaşısın kalbimizin.

Teşekkürler, sanal dünyanın kelimelerinde dostluk çatısının altında buluştuğumuz tüm güzel insanlar. İsimlerinizi tek tek yazamadım bundan dolayı özür dilerim ama bir bütünlük içerisinde hepinize TEŞEKKÜR EDERİM, çünkü Menfaat beklemeden, sadece kelimelerin bizi dost kılmasından daha anlamlı ne olabilir yeryüzünde.


 Teşekkürler herkese, her şeye, her kimseye, her bir şeye,

Hatta teşekkür kelimesine de teşekkürler, o olmasa nasıl bu güzelliklere karşılık verebilirdik, hangi kelime onun yerini tutabilir ki.



Ne kadar şanslı insan olduğumu bir kez daha anlamama sebep olan siz güzel insanlar; HEPİNİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM...

Nice nice; sevginin, aşkın, erdemliliğin, özgürlüğün, barışın hüküm sürdüğü yıllarda buluşmak dileğiyle…

Sizleri seviyorum…


Ali Cemal Türkmen / 02 Şubat ...  ...




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EKONOMİK KRİZ

İŞ,  EKMEK, ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ Pazardan, marketlerden, çarşıdan hiç bir şey aynı fiyattan alınamıyor. Paranın değeri pula döndü. Ekonomideki kötü gidişat " PARA- DÖVİZ" krizi olarak patladı. Halkımızın alım gücü iyice düştü. Sürekli borçlanarak satamayacakları kadar mal üretmeye devam eden kapitalistler, elde ettikleri yüksek karları cebe indiriyorlar. Şimdide Şirketlerin borçlarını emekçilerin sırtına yıkıyorlar. Çok sayıda büyük şirketler konkordato ilan ederek iflasta olduğunu beyan etti. Milyarlarca dolar para yurt dışına çıkarıldı. Köprülere yolcu, hastanelere hasta teminatı verilerek yapılan " BÜYÜK PROJELERLE" şişem balon patlamış bulunuyor. Enflasyon çift rakamlı , vatandaşın enflasyonu ile devletin kurumu (DİEK) enflasyon arasında dağlar kadar fark var. Bir çok şirket seri halde işçi çıkarmaya devam ediyor. Krizleri Kapitalist sistem üretir. Bu sistemde ekonominin çarkları halkımızın yararına dönmez. Büyük şirketler, tekeller...

TARİH 11 TEMMUZ 1979'U GÖSTERİYORDU

ACILI GÜNLER GERİDE KALDI Tarih 11 Temmuz 1979’u gösteriyordu. Babam çok heyecanlıydı. Vurulan Oğlu Ali Haydar Türkmen’in  Mahkemesi vardı çünkü. Sabah erkenden kalkıp üstünü giydi ve bizlere ”Ben Mahkemeye gidiyorum” dedi. Mahkemede oğlu Ali Haydar Türkmen'in davası sürerken karşı tarafla (oğlunu vuran polis ve onun arkadaşları) ilk defa karşılaşacaklar. “Can güvenliğimiz yoktur” diye mahkemeye gelmemiş, mahkeme heyetine dilekçe göndermişler.'di... Mahkeme'de duruma itiraz eden babam Niyazi Türkmen "Mahkeme Heyetine: “Biz siviliz ama can güvenliğimizden korkmuyoruz. Sizlerin karşınıza her zaman çıkabiliyoruz, istenilen her yere de gidiyoruz;; Ama ne acıdır ki onlar devletin her türlü imkânlarından yararlanıyorlar, bellerinde silah rahatça adam vurabiliyorlar ve üzerlerinde devletin resmi elbisesini taşıdıkları halde yine de “CAN GÜVENLİKLERİ YOK!“ diye mahkemeye bizim karşımıza çıkamıyorlar.   Burada bir  "ADALETSİZLİK " yok mu Hâkim Bey?...

TANITABILSEM,,,

  BİZİM KÖYÜN YEŞİL YAYLALARINI, İMKANIM OLSADA TANITABİLSEM, ALTIN BAŞAK VEREN TARLALARINI, FENNİ GÜBRE İLE CANLATABİLSEM. DEĞİRMEN ÇEVİRİR AKAR SULARI, İSTEYİNCE KOKAR MİS GİBİ SULARI, İSTEYEN TARLAYA SOKAR SULARI, KAZMA KÜREK İLE YÖNETEBİLSEM. AŞIK CEMALİYİM KÖYDEN AYRİYİM, NUFÜSUM ORDA NEDEN GAYRİYİM, KOVANIMA GELİP GİDEN ARIYIM, GAM YEMEM HERKESE TANITABİLSEM.