Ana içeriğe atla

UMUDUMUZU HİÇ YİTİRMEDİK!/ ALİ CEMAL TÜRKMEN


UMUDUMUZU HİÇ Mİ, HİÇ YİTİRMEDİK ! DESEM İNANDIRICI OLUR MUYUM?

Öncelikle ; Afrin'deki Zeytin Dalı harekatında kırıma uğrayan helikopterimizde, ayrıca operasyonlar sırasında askerlerimizin şehit olmasının derin üzüntüsünü yaşıyoruz.
Şehit olan kahraman askerlerimize Allah'tan rahmet,kederli ailelerine başsağlığı, yaralı askerlerimize acil şifalar dileyerek yazıma başlamak istiyorum...

Yeni bir başlangıç yapmalı insan...Bak yeni bir gün, yeni bir hafta, yeni bir ay ve de yeni bir yıl. Yeni bir yüz bak yeni, yeni yeni, İnsan kendi için bir adım atmalı. Küçük, küçük ama sağlam adımlar olmalı. Düşünmeden değil de aklının alabildiği aralıklarla..

Yeni bir başlangıç yapmalı insan...Örneğin ; Kendini derin bir uçurumda hissettiği zamanlar. Keskin acıların gölgesinde kalıp iç sesini kaybettiği zamanlar...gibi örneklerimizi çoğaltabiliriz... Bu arada sizlerden de değişik örnekler sesleri geliyor...


Hani bazen o dünyamızın içinde kendimizi küçücük ve güçsüz hissettiğin karamsarlığın tüm ruh alemine kapladığı, öfkemize sarılıp saçmaladığımız ve çıkmazların içinde kaybolduğun zamanlarda yüzüne yerleşen kederin, gözlerine inen siyah perdelerin, suratını asarsın ya, miden ağrır, birde başına inen migren ağrılarına , dayanamadığın zamanlarda...

Damarlarındaki akan asil kanın yönünü kalp atışlarının ritminin bozulduğu zamanlarda sakin bir yumurcak kedisi gibi uyurken, dengesiz bir ruh halinle saldıran kaplanlar gibi olduğun zamanlarda.

Yada kendi özünden uzaklaşıp, farklı bir kimliğe büründüğünü zamanlarda, önce burnundan derin, derin bir nefes alacaksın, içinden dörtte kadar sayıp nefesini ağızdan yavaş , yavaş verdikten sonra yani kalp kanı pompalaması gerekiyor işte ondan sonra, sonra mı ne yapacaksın işte yazıyorum bomba geliyor , yeni bir şarkı dolanmalı diline, farklı bir dil kullanmalı şiirler, farklı bir gülüş yapışıp kalmalı yüzüne, çocukça kelimeler dökülmeli dilinden, mutluluk, sağlık ve barış istenmeli...
Derin derin yazmalı, usul, usul işlemeli aşk yüreğine...

Şu hayatta bir şeyin bitişi, her zaman başka bir şeyin başlamasına sebep olmuştur...Bu hayatta


Bu vesile ile ayrıca 14 Şubat Sevgililer günü olması nedeniyle
Yeni evlenenleri, nişanlananları , sevgi , aşk, dostluk ve arkadaşlık umut vadeden, taşıyan herkesin gününü kutluyorum.
Yeni bir başlangıç yapmalı insan...Yeri, saati, vakti geldiğinde...
Latifi söyler seherde,
Allah düşürmesin derde,
Elbette mutlu ederde,
Umudumu hiç yitirmedim..

 diyerek son sözcüklerle bugün kü yazımı bitirmek istiyorum...

Sevgiyle kalın;
Ali Cemal Türkmen

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EKONOMİK KRİZ

İŞ,  EKMEK, ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ Pazardan, marketlerden, çarşıdan hiç bir şey aynı fiyattan alınamıyor. Paranın değeri pula döndü. Ekonomideki kötü gidişat " PARA- DÖVİZ" krizi olarak patladı. Halkımızın alım gücü iyice düştü. Sürekli borçlanarak satamayacakları kadar mal üretmeye devam eden kapitalistler, elde ettikleri yüksek karları cebe indiriyorlar. Şimdide Şirketlerin borçlarını emekçilerin sırtına yıkıyorlar. Çok sayıda büyük şirketler konkordato ilan ederek iflasta olduğunu beyan etti. Milyarlarca dolar para yurt dışına çıkarıldı. Köprülere yolcu, hastanelere hasta teminatı verilerek yapılan " BÜYÜK PROJELERLE" şişem balon patlamış bulunuyor. Enflasyon çift rakamlı , vatandaşın enflasyonu ile devletin kurumu (DİEK) enflasyon arasında dağlar kadar fark var. Bir çok şirket seri halde işçi çıkarmaya devam ediyor. Krizleri Kapitalist sistem üretir. Bu sistemde ekonominin çarkları halkımızın yararına dönmez. Büyük şirketler, tekeller...

TARİH 11 TEMMUZ 1979'U GÖSTERİYORDU

ACILI GÜNLER GERİDE KALDI Tarih 11 Temmuz 1979’u gösteriyordu. Babam çok heyecanlıydı. Vurulan Oğlu Ali Haydar Türkmen’in  Mahkemesi vardı çünkü. Sabah erkenden kalkıp üstünü giydi ve bizlere ”Ben Mahkemeye gidiyorum” dedi. Mahkemede oğlu Ali Haydar Türkmen'in davası sürerken karşı tarafla (oğlunu vuran polis ve onun arkadaşları) ilk defa karşılaşacaklar. “Can güvenliğimiz yoktur” diye mahkemeye gelmemiş, mahkeme heyetine dilekçe göndermişler.'di... Mahkeme'de duruma itiraz eden babam Niyazi Türkmen "Mahkeme Heyetine: “Biz siviliz ama can güvenliğimizden korkmuyoruz. Sizlerin karşınıza her zaman çıkabiliyoruz, istenilen her yere de gidiyoruz;; Ama ne acıdır ki onlar devletin her türlü imkânlarından yararlanıyorlar, bellerinde silah rahatça adam vurabiliyorlar ve üzerlerinde devletin resmi elbisesini taşıdıkları halde yine de “CAN GÜVENLİKLERİ YOK!“ diye mahkemeye bizim karşımıza çıkamıyorlar.   Burada bir  "ADALETSİZLİK " yok mu Hâkim Bey?...

TANITABILSEM,,,

  BİZİM KÖYÜN YEŞİL YAYLALARINI, İMKANIM OLSADA TANITABİLSEM, ALTIN BAŞAK VEREN TARLALARINI, FENNİ GÜBRE İLE CANLATABİLSEM. DEĞİRMEN ÇEVİRİR AKAR SULARI, İSTEYİNCE KOKAR MİS GİBİ SULARI, İSTEYEN TARLAYA SOKAR SULARI, KAZMA KÜREK İLE YÖNETEBİLSEM. AŞIK CEMALİYİM KÖYDEN AYRİYİM, NUFÜSUM ORDA NEDEN GAYRİYİM, KOVANIMA GELİP GİDEN ARIYIM, GAM YEMEM HERKESE TANITABİLSEM.