Ana içeriğe atla

ÜNİVERSİTELERİN BİTMEYEN SORUNU: YURT

" Yurt Sorunu Nasıl Çözülür "
Üniversite öğrencilerinin en büyük sorunlarından biri barınma (yurt) Öğrenci sayısı hızla artarken, yurt sayısı talebi karşılayacak hızda artmıyor...

Öğrencilerimizin barınma yanı yurt sorunu da üniversite dünyasıyla çok yakından ilgili olduğunuda, bu konu hakkında gelin düşüncelerimizi paylaşalım.
Bir anne, baba, nene, dede, dayı, amca, teyze,hâlâ vs çocuklarının üniversiteyi kazandığında çok sevinirler, mutlu olurlar. Bu sevimci herkesle paylaşmak isterler.
Çünkü onlar kendilerinden daha iyi yaşam ve iş koşullarına sağıp olacaklarını umut ederler .. Ama sevinçleri çok kısa sürüyor. Anne , baba çocuğumuz nerede kalacak diye kaygı duymaya başlıyor. Hele bu kazanan kız çocuğu ise bu durum dahada düşündürücü...

Sosyal Devlet bütçesinden yeterli kaynak ayırarak öğrencisine yurt yapmak zorundadır.
YURT SORUNU NASIL ÇÖZÜLÜR
Yıllarin ihmali yurt sorunu bir kaç yılda çözülebilecek gibi görünmüyor ama yine de bir çok şey yapılabilir.
Bir yasayla YURTKura bütçeden ayrılan paranın yanı sıra yeni akarlar yaratılmalı;
Bu arada, hem burs ve yurt konforda artar hemde çok daha farklı etkinlikler için kaynak yaratılmış olur.
Bu arada ayrıca Dünyada olduğu gibi "misafir öğrenci" ve "Kontak AILE" benzeri açılımlara da gidilmeye başlansa...

Eğitim ve barınmada arka bahce yaratma sevdası kadar tehlikeli bir okadarda riskli bir macera olmaz.
Geçmişten ders alıp geleceğe güvenle yol almamiz için bu işe her yönüyle devlet sahip çıkması gerekiyor.
Sosyal Devlet öğrencileri cemaat yurtlarına mecbur bırakmamalı
"Hem yurt sayısı hemde nitelik artsın"
Yani gençlerine sahip çıkmayan bir siyasi iktidar, ülkenin geleceginde sahip çıkamaz.
Mutlu ve bol bereketli güzel günler diliyorum.
Ali Cemal Türkmen

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EKONOMİK KRİZ

İŞ,  EKMEK, ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ Pazardan, marketlerden, çarşıdan hiç bir şey aynı fiyattan alınamıyor. Paranın değeri pula döndü. Ekonomideki kötü gidişat " PARA- DÖVİZ" krizi olarak patladı. Halkımızın alım gücü iyice düştü. Sürekli borçlanarak satamayacakları kadar mal üretmeye devam eden kapitalistler, elde ettikleri yüksek karları cebe indiriyorlar. Şimdide Şirketlerin borçlarını emekçilerin sırtına yıkıyorlar. Çok sayıda büyük şirketler konkordato ilan ederek iflasta olduğunu beyan etti. Milyarlarca dolar para yurt dışına çıkarıldı. Köprülere yolcu, hastanelere hasta teminatı verilerek yapılan " BÜYÜK PROJELERLE" şişem balon patlamış bulunuyor. Enflasyon çift rakamlı , vatandaşın enflasyonu ile devletin kurumu (DİEK) enflasyon arasında dağlar kadar fark var. Bir çok şirket seri halde işçi çıkarmaya devam ediyor. Krizleri Kapitalist sistem üretir. Bu sistemde ekonominin çarkları halkımızın yararına dönmez. Büyük şirketler, tekeller

SEVGİ SELİME

                                    SEVGİ SELİME; Hayatımın aydınlığı, Yarin ( 29 Mart)  Senin doğum günün.  Önceden seninle sohbet edip sonrada benim duygularımı paylaşmak istedm. Bugün beni herkesten daha iyi tanıyor beni sevmeyi, mutlu etmeyi seçen yüce insan; Önce bana olan aşkın ve sabrın için,  hayatımın bir parçası olduğun için TEŞEKKÜR EDERİM.  Bugün milyarlarca kelime bile seni ne kadar özlediğimi tam olarak anlayamaz, anlatamaz , Sen gerçekten benim hayatımın en büyük hazinesiydin.  Bugün bize veda etmiş , yanımda olmayabilirsin ama sevgin ve hatıraların sonsuza dek hep kalbimde saklandı ve yaşayacak. Kalbim hala acı çekiyor ve gözlerim her zaman gizli gözyaşları döküyor. Beni nasıl bu durumda bırakıp gittiğini anlayamıyorum. Kalplerimizin dibinden, cennetteki yeni evinizde sonsuz mutluluk ve barış diliyorum. Hoşcakal iki nefes arasındaki can, hoşcakal yarım bıraktığımız heyecan , hoşcakal iki gözüm,  menekşem, pıtırcığım, Sevdam, Kara gözlüm,  Esmer güzelim,  Nur yüzlüm,  Eş

ANNEM HAVVA'YA MEKTUP

  ANNEM (  HAVVA )'YA  MEKTUP  Bu yazıyı sana adadım annem. Sensizliğinde, çekilmeyen bir günün anlam ve önemi üzerine bir şeyler karalamak için oturduğumda, bilgisayarımın başına, sana dair bir şeyler yazmak istedim. Biliyorum sen bunu okuyamayacaksın, bilemeyeceksin,  göremeyeceksin ama olsun senin yerine duygularımı paylaştığım insanlar okuyacak. Sana yazdım ya bu yazıyı, ellerim titreyerek, gözlerim dolarak ve ağlayarak. Hiçbir abarti  yok sözlerimde, eğer duyuyor, hissediyorsan gittiğin yerlerde. Yalnızca, sevgimi değil, sensizliğe alışamadığımı da bilmeni istedim.  Alışamadım ya, alışmak ta istemiyorum hani !.. Zor geliyor ölüm, zor geliyor sensizlik !.. Tüm dünya herkes annesinin “anneler gününü” kutlayacakken, senin gününü kutlayamamak, ellerini öpememek, hep birlikte gülüp eğlenememek zor geliyor be anne. Kızgınım sana !.. kırgınım bizi bırakıp  bu kadar erken gitmene !.. Kızgınım ya, elinden bir şey gelmediğinin de farkındayım. Ama keşke biraz daha uzun yaşamayı dileseydi