Ana içeriğe atla

YEREL DEMOKRASI ANLAYIŞININ İKI ÖRNEĞI: KOOPERATIFLER VE BELEDIYELER


KOOPERATİF, İMECE USULÜ ÇALIŞMAK PAYLAŞMAK DEMEKTİR

Kooperatif, bireylerin, tek başlarına yapamayacakları veya birlikte yapmalarında yarar bulunan işleri en iyi biçimde ve maliyet fiyatına yapmak üzere dayanışma suretiyle ekonomik güçlerini bir araya getirmeleridir.

Belediyeler ise, genel olarak, belirli bir coğrafi alanda yaşayan yerel topluluğun ortak ihtiyaçlarını karşılamak üzere, karar organları yerel halkça belirlenen, yasaların ortaya koyduğu görev ve yetkilere sahip, özel geliri, bütçesi ve personeli olan kamu tüzel kişileridir.

İki yerel demokrasi modeli olan belediyeler ve kooperatiflerin işbirliği yapmasının nasıl olumlu getirileri olacağının ortaya konulmasını biraz işleyelim istedim.


Bu çerçevede yasal reformlarla ademi merkeziyetçi yapısı güçlendirilmeye çalışılan belediyelerin ve sosyal sermaye sorunu yaşayan ancak aslında refah düzeyini maksimize etmeyi temel görevlerinden biri haline getirmiş kooperatiflerin güç birliğinde bulunarak demokrasi ve ekonomik model anlamında örnek teşkil edecek çalışmalar ortaya koyması söz konusudur.




Kooperatiflerin amaçları doğrultusunda ortak ihtiyaçlarını en ekonomik şekilde gideren demokratik örgütlenme biçimi olmanın ötesinde, sosyo-ekonomik yapıyı etkileyen bir takım temel işlevleri de bulunmaktadır. 



YEREL YÖNETİM MODELİ: BELEDİYECİLİK

Yerel Yönetimler için çıkartılan Reform (olduğu beyan edilen) öncesi ve reform sonrası uygulamaya baktığımızda yerel yönetimlerimizin hala, halkımızın beklediği oranda etkili ve verimli hizmet üretemediklerini görüyoruz. 






Son yıllarda ülkemizde çıkarılan kanunlarla yeniden yapılandırılan yerel yönetimlerde temel amaç çeşitlenerek artan yerel ihtiyaçların etkin, zamanında ve yerinde giderilmesi esasına dayandırılsa da, sonuçta merkezi otorite ile yerel otorite arasında giderek çoğalan bir görev ve yetki karmaşasının önüne geçilememiştir. Birçok alanda görülen bu karmaşa, halka hizmet sunum sürecini doğrudan etkilemekte ve yerel yönetimlerden memnuniyetsizliklerin artmasına yol açmaktadır. Bu durum demokrasinin beşiği olan yerel yönetimlerde önemli oranda prestij ve itibar kaybına neden olmaktadır.


Ülkemizde yeni reform kanunlarının verdiği çok geniş yetki ve imkanlara rağmen, kültürel, iktisadi ve idari nedenlerle yerel yönetimlere doğrudan veya halk katılımı ile vatandaş denetiminin pratikte oldukça yetersiz seviyelerde kaldığı görülmektedir.

Belediyeler, politikalarında, bir diğer yerel demokrasi anlayışı örneği olan kooperatifleri destekleyerek hem sosyal güven ortamını sağlayabilecek hem de yöre halkının ekonomik (kriz) gelişimine katkıda bulunmuş olacaktır.




Belediyelerin Kooperatiflerle İşbirliği

Türkiye’de belediyelerce kooperatiflerin desteklenmesinde mevzuat olarak bir engel bulunmamaktadır. Tam tersine doğrudan hükümler bulunmaktadır.

5393 sayılı Belediye Kanununun 14 üncü Maddesinin ilk fıkrasının (a) bendinde yer alan ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır” hükmüyle, ekonomi ve ticaretin gelişmesine katkı sağlamak belediyelerin görev ve sorumlulukları arasında sayılmıştır.





 Belediyelerce Desteklenen Kooperatifler

Uygulamaya bakıldığında Ülkemizin bir çok yerinde belediyelerce desteklenen kooperatiflerin başarısını görmekteyiz. Halkımız tarafından olumlu sinyaller almaktayız.
Çünkü Türkiye’de kooperatifçiliğin en önemli sorunlarından birisi sosyal sermayenin düşük olmasıdır. Birbiriyle iş yapma, dayanışma isteği ve karşılıklı güven olarak tanımlanabilecek sosyal sermaye ne kadar yüksek olursa kooperatifçiliğin gelişme şansı o kadar yüksek olacaktır.

Bununla beraber, yine sosyal yönü ağır basan bir kooperatif türü olan, ortaklarına hizmet sektöründe iş ve istihdam imkânı sağlamak için faaliyetlerde bulunmak, ortakların mesleki hizmetleri ile ilgili her türlü ihtiyaçlarının karşılanması ve hizmetlerinin pazarlanması konusunda destek olmak, böylece ortakların ekonomik menfaatlerini korumayı amaç edinen “Hizmet Kooperatifleri”ne belediyelerin vereceği destekle sosyal sermaye algısının güçleneceği düşünülmektedir.


SONUÇ

Kooperatif, kişilerin ortak ekonomik, sosyal ve kültürel gereksinim ve özlemlerini, müştereken sahip olunan ve demokratik kurullarla yönetilen bir işletme vasıtası ile karşılamak için gönüllü olarak oluşturdukları özerk bir işletmedir.


Belediyeler, halkın yerel ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuş yerinden yönetim mekanizmalarıdır. Belediyeler de sanayi devrimiyle kent toplumuna dönüşümün gerektirdiği ihtiyaçların giderilmesi için kurulmuştur.


Kısaca ; kooperatiflerin belediyelerce desteklenmesi sosyal devlet ilkesinin bir gereğidir ve 5393 sayılı Belediyeler Kanunu ile belediyenin görev ve yetkilerinden sayılmıştır.

Siyasetin sanırım en doğru tanımı ; tabi ki bana göre ;

Siyaset, Halka hizmet etme işidir... Yüzünü görmediğiniz, elini sıkamadığınız insanların sorunlarına çözüm bulmak için yapılan iş'tir

Vatandaşa verilecek her türlü hizmeti mağdur etmeden yapmalıyız. 

Halkımız her şeyin en iyisine layıktır.


ALİ CEMAL TÜRKMEN








































Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EKONOMİK KRİZ

İŞ,  EKMEK, ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ Pazardan, marketlerden, çarşıdan hiç bir şey aynı fiyattan alınamıyor. Paranın değeri pula döndü. Ekonomideki kötü gidişat " PARA- DÖVİZ" krizi olarak patladı. Halkımızın alım gücü iyice düştü. Sürekli borçlanarak satamayacakları kadar mal üretmeye devam eden kapitalistler, elde ettikleri yüksek karları cebe indiriyorlar. Şimdide Şirketlerin borçlarını emekçilerin sırtına yıkıyorlar. Çok sayıda büyük şirketler konkordato ilan ederek iflasta olduğunu beyan etti. Milyarlarca dolar para yurt dışına çıkarıldı. Köprülere yolcu, hastanelere hasta teminatı verilerek yapılan " BÜYÜK PROJELERLE" şişem balon patlamış bulunuyor. Enflasyon çift rakamlı , vatandaşın enflasyonu ile devletin kurumu (DİEK) enflasyon arasında dağlar kadar fark var. Bir çok şirket seri halde işçi çıkarmaya devam ediyor. Krizleri Kapitalist sistem üretir. Bu sistemde ekonominin çarkları halkımızın yararına dönmez. Büyük şirketler, tekeller

SEVGİ SELİME

                                    SEVGİ SELİME; Hayatımın aydınlığı, Yarin ( 29 Mart)  Senin doğum günün.  Önceden seninle sohbet edip sonrada benim duygularımı paylaşmak istedm. Bugün beni herkesten daha iyi tanıyor beni sevmeyi, mutlu etmeyi seçen yüce insan; Önce bana olan aşkın ve sabrın için,  hayatımın bir parçası olduğun için TEŞEKKÜR EDERİM.  Bugün milyarlarca kelime bile seni ne kadar özlediğimi tam olarak anlayamaz, anlatamaz , Sen gerçekten benim hayatımın en büyük hazinesiydin.  Bugün bize veda etmiş , yanımda olmayabilirsin ama sevgin ve hatıraların sonsuza dek hep kalbimde saklandı ve yaşayacak. Kalbim hala acı çekiyor ve gözlerim her zaman gizli gözyaşları döküyor. Beni nasıl bu durumda bırakıp gittiğini anlayamıyorum. Kalplerimizin dibinden, cennetteki yeni evinizde sonsuz mutluluk ve barış diliyorum. Hoşcakal iki nefes arasındaki can, hoşcakal yarım bıraktığımız heyecan , hoşcakal iki gözüm,  menekşem, pıtırcığım, Sevdam, Kara gözlüm,  Esmer güzelim,  Nur yüzlüm,  Eş

ANNEM HAVVA'YA MEKTUP

  ANNEM (  HAVVA )'YA  MEKTUP  Bu yazıyı sana adadım annem. Sensizliğinde, çekilmeyen bir günün anlam ve önemi üzerine bir şeyler karalamak için oturduğumda, bilgisayarımın başına, sana dair bir şeyler yazmak istedim. Biliyorum sen bunu okuyamayacaksın, bilemeyeceksin,  göremeyeceksin ama olsun senin yerine duygularımı paylaştığım insanlar okuyacak. Sana yazdım ya bu yazıyı, ellerim titreyerek, gözlerim dolarak ve ağlayarak. Hiçbir abarti  yok sözlerimde, eğer duyuyor, hissediyorsan gittiğin yerlerde. Yalnızca, sevgimi değil, sensizliğe alışamadığımı da bilmeni istedim.  Alışamadım ya, alışmak ta istemiyorum hani !.. Zor geliyor ölüm, zor geliyor sensizlik !.. Tüm dünya herkes annesinin “anneler gününü” kutlayacakken, senin gününü kutlayamamak, ellerini öpememek, hep birlikte gülüp eğlenememek zor geliyor be anne. Kızgınım sana !.. kırgınım bizi bırakıp  bu kadar erken gitmene !.. Kızgınım ya, elinden bir şey gelmediğinin de farkındayım. Ama keşke biraz daha uzun yaşamayı dileseydi