Ana içeriğe atla

KİMİN UMURUNDA !!!!


 SEBEP NEDİR PEKİ ?


Yaşamın hangisi kıyısında olsan da bu soğuk kış Şubat ayında elbet bir yerlere sürüklenirsin en azgın dalgalara, çepeçevre kuşatınca anlarsın yardıma muhtaç olduğunu. 

Ankara dan özellikle de Yenimahalle ilçemiz, Batıkent Semtinden etrafına bakınca sadece çekip gidenler görünür aynı güneşe aldanıp meyve veren ağaçlar gibi, zemherinin gölgesinde kurumaya mahkumluğun'u ,güneşe sinirlenerek sürdürürüz her birimiz izinliyken Ergazi mahallesinde...

İşte o anlardadır insan yapayalnızken, kurtulmaya çalışır kafasını kurcalayan problemlerden, sakin bir melteme muhtaçken apansız bir lodos alır götürür güzel loş hayalleriyle beraber uzaklara...

Ve haykırır ne olur sevgimi bari geri ver diye... ama yalvarmak bazen yetmez bazen de, daha çok şey istenilir elinde karamsar bir nefret... Sevginin , merhametin , hoşgörünün dönüşünü göremeyecek kadar bir çıkmazdadır insan bazen...

Bakarsınız etrafınızdakiler de umursamaz olur bütün eşyalar, mor menekşeler, çikolata yıldızları, ovalardaki kır çiçekleri, dağdaki kar, kamelyada ki çay ve kahveler, karşınızdaki minnoş kedi, yanı başınız da ki çolpan köpek bile kokmaz o saatlerde...

gece bile sanki yıldızlar gündüze inat karanlıktır, parlamıyor dur gözlere, sen yanarken meydanlarda su bile benzin olur. Yelpaze misali küller ateşini, sürüklenmeye görsün insan liman bile ufuğa kapalıdır. İşte
Peki, neden diye sormaya görsün sende içinden? Neden bu kadar cefa acı çekmek bana mı mahsus diye geçirirsin içinden aniden...

Sebep nedir peki?
Suçum ne diye sorması zor değildir idamlık mahkumların , ama cevap gelir mi? işte bu o kadar masum değildir...

Suç olan neydi peki şüphe duymadan sevmek mi...istemek mi, arzulamak mı , yoksa güvenmek mi???????

Hiç gitmeyecek , sonuna kadar devam edecek sandığımız sevgi mi, gönül ve insanlık kapıları ardına kadar açmak mı yoksa idealler mi...????


yada düşünmek mi ,yazmak mı, saygımı, muhabbet bahçelerine en güzel mor menekşeleri dizi vermek mi..yıldızlarımı seyretmek, toplumun değerlerine, düşüncelerine saygı duymak mı, insanlara sevdiğini söylemek mi, onlarla bütünleşmek istemek mi, duyarlı olmak mı, değerlere, düşüncelere ve öğretmenlerine saygı duymak mı….yoksa çok çalışmak mı….proje üretmek mi, birlikte yazışmak mı….evet belkide paylaşma....nedir ..hangisi ama hangisi...

Cevap gelir belli belirsiz bir yerden sesin sahibi önemli değil önemli olan ne dediğiydi...
Cevap aynıydı "KİMİN UMRUNDA " 

ve sitemli bir ağıt yaktı ALİ Cemal’im en karanlıklı sehere inat...

Sağlıklı, mutlu içi mor menekşeli, beyaz kır çiçekleriyle dolu bol bereketli güzel bir hafta sonu diliyorum, kimin umurunda diye düşünme benim umurum da…

22 ŞUBAT …Ali Cemal Türkmen.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EKONOMİK KRİZ

İŞ,  EKMEK, ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ Pazardan, marketlerden, çarşıdan hiç bir şey aynı fiyattan alınamıyor. Paranın değeri pula döndü. Ekonomideki kötü gidişat " PARA- DÖVİZ" krizi olarak patladı. Halkımızın alım gücü iyice düştü. Sürekli borçlanarak satamayacakları kadar mal üretmeye devam eden kapitalistler, elde ettikleri yüksek karları cebe indiriyorlar. Şimdide Şirketlerin borçlarını emekçilerin sırtına yıkıyorlar. Çok sayıda büyük şirketler konkordato ilan ederek iflasta olduğunu beyan etti. Milyarlarca dolar para yurt dışına çıkarıldı. Köprülere yolcu, hastanelere hasta teminatı verilerek yapılan " BÜYÜK PROJELERLE" şişem balon patlamış bulunuyor. Enflasyon çift rakamlı , vatandaşın enflasyonu ile devletin kurumu (DİEK) enflasyon arasında dağlar kadar fark var. Bir çok şirket seri halde işçi çıkarmaya devam ediyor. Krizleri Kapitalist sistem üretir. Bu sistemde ekonominin çarkları halkımızın yararına dönmez. Büyük şirketler, tekeller

SEVGİ SELİME

                                    SEVGİ SELİME; Hayatımın aydınlığı, Yarin ( 29 Mart)  Senin doğum günün.  Önceden seninle sohbet edip sonrada benim duygularımı paylaşmak istedm. Bugün beni herkesten daha iyi tanıyor beni sevmeyi, mutlu etmeyi seçen yüce insan; Önce bana olan aşkın ve sabrın için,  hayatımın bir parçası olduğun için TEŞEKKÜR EDERİM.  Bugün milyarlarca kelime bile seni ne kadar özlediğimi tam olarak anlayamaz, anlatamaz , Sen gerçekten benim hayatımın en büyük hazinesiydin.  Bugün bize veda etmiş , yanımda olmayabilirsin ama sevgin ve hatıraların sonsuza dek hep kalbimde saklandı ve yaşayacak. Kalbim hala acı çekiyor ve gözlerim her zaman gizli gözyaşları döküyor. Beni nasıl bu durumda bırakıp gittiğini anlayamıyorum. Kalplerimizin dibinden, cennetteki yeni evinizde sonsuz mutluluk ve barış diliyorum. Hoşcakal iki nefes arasındaki can, hoşcakal yarım bıraktığımız heyecan , hoşcakal iki gözüm,  menekşem, pıtırcığım, Sevdam, Kara gözlüm,  Esmer güzelim,  Nur yüzlüm,  Eş

ANNEM HAVVA'YA MEKTUP

  ANNEM (  HAVVA )'YA  MEKTUP  Bu yazıyı sana adadım annem. Sensizliğinde, çekilmeyen bir günün anlam ve önemi üzerine bir şeyler karalamak için oturduğumda, bilgisayarımın başına, sana dair bir şeyler yazmak istedim. Biliyorum sen bunu okuyamayacaksın, bilemeyeceksin,  göremeyeceksin ama olsun senin yerine duygularımı paylaştığım insanlar okuyacak. Sana yazdım ya bu yazıyı, ellerim titreyerek, gözlerim dolarak ve ağlayarak. Hiçbir abarti  yok sözlerimde, eğer duyuyor, hissediyorsan gittiğin yerlerde. Yalnızca, sevgimi değil, sensizliğe alışamadığımı da bilmeni istedim.  Alışamadım ya, alışmak ta istemiyorum hani !.. Zor geliyor ölüm, zor geliyor sensizlik !.. Tüm dünya herkes annesinin “anneler gününü” kutlayacakken, senin gününü kutlayamamak, ellerini öpememek, hep birlikte gülüp eğlenememek zor geliyor be anne. Kızgınım sana !.. kırgınım bizi bırakıp  bu kadar erken gitmene !.. Kızgınım ya, elinden bir şey gelmediğinin de farkındayım. Ama keşke biraz daha uzun yaşamayı dileseydi