Ana içeriğe atla

HAYATTA HİÇ BİR ŞEY TESADÜF DEĞİLDİR.


YÜREĞİMİZİN DERİNLİKLERİNDE HİSSEDERİZ

Bazen hayatımıza giren öyle insanlar olur ki onların belli amaca hizmet etmek, bize bir ders vermek kim olduğumuzu ya da olmak istediğimizi bulmamıza yardım etmek için bizimle olduklarını yüreğimizin derinliklerinde hissederiz.
Bu insanların kim olacağını asla önceden kestiremezsiniz; belki oda arkadaşınız, belki eski okul arkadaşınız, belki komşunuz, Belki doktorunuz Belki uzun zamandır görmediğiniz arkadaşınız,belki sigortacınız, sevgiliniz ya da belki de sadece göz, göze geldiğiniz bir yabancı...

Her kim olursa, olsun o kadar anında hayatınızın bir biçimde etkileneceğinizi bilirsiniz. Bazen de hayatınızda öyle olaylar yaşarsınız ki, o anda bu olaylar size korkunç, acı dolu, haksız gibi görünür.

Ancak fırtına dindikten sonra; bütün bu olayların üstesinden gelmemiş olsaydınız asla potansiyelinizin, gücünüzün, azminizin ve yürekliliğinizin farkına varamayacağınızı anlarsınız.
HİÇ BİR ŞEY TESADÜF DEĞİLDİR
Her olayın bir gerçekleşme nedeni vardır hiç bir şey tesadüfen kötü ya da iyi şans nedeniyle gerçekleşmez. Hastalık, yaralanma, küsme,kırgınlık, kaybetme, ayrılma ve deneyimsizlikler ruhumuzun sınırlarını test eden olaylardır.
İster olaylar, ister hastalıklar, ister ilişkiler olsun, bu küçük testler olmasaydı hayat hiç bir yere varmayan düz ve sıkıcı bir yol gibi uzayıp giderdi.
Güvenli ve rahat, ancak boş ve amaçsız olurdu…

Yaşamınızı, başarılarınızı ve düşüşlerin-izi, kırgınlıklarınızı, aktif olmanızı, yaşamınızı etkileyen insanlar, kimliğinizi yaratan insanlardır.
Kötü deneyimler bile birileri sayesinde yaşanılan öğretilerdir. Bu dersler en zor ancak en önemli olanlardır.
YANLIŞ İÇİN ÖNCE KENDİNİZİ AFFEDİN Kİ;
Eğer biri sizi kırar, küser, arkadaşlığınızdan vazgeçer, ihanet eder ya da üzerse size kalbinizi açtığınız birine karşı dikkatli olmayı öğrettikleri için onları ama yaptığınız yanlış için önce kendinizi affedin ki onları da affede-bilesiniz. Çünkü kendini affetmeyi bilmeyen başkasını affedemez bu gerçeği unutmayalım.
Koşulsuz sevin sevebildiğiniz her şey için ŞÜKREDİN ya da teşekkür edin.

Sevebileceğiniz her şeyi koşulsuz sevin ki size başka türlü asla hissedemeyeceğiniz her şeye kalbinizi açmanızı öğrettiği için.

Her günün tadını çıkarın, her anın değerini bilin tekrarı asla olamayacak An’dan alabileceğiniz en fazlasını almaya bakın.
ÇALIŞIN, EMEK EDİN, ZİRVEYE GÖZÜNÜZÜ DİKİN;

ŞİMDİ’NİN gücünü iliklerinize çekin, çalışın, emek edin, projeler hazırlayın, hiç konuşmadığınız daha önce insanlarla konuşun onları dinleyin, âşık olun, zincirlerinizi kırın, yargılamayın ve gözünüzü zirveye dikin.
Başınızı dik tutun, çünkü buna için her türlü hakkınız var. Kendinize büyük bir insan olduğunuzu tekrarlayın ve kendinize inanın eğer kendinize inanmazsanız hiç kimse size inanmaz.
Hayatınızı nasıl istiyorsanız öyle şekillendirebilirsiniz çünkü (İNSAN DÜŞÜNCENİN EFENDİSİ, KARAKTERİN KALIPÇISI, ÇEVRE, DURUM VE ŞARTLARIN VE ÖZELLİKLEDE KADERİNİN YAPIMCISI VE ŞEKİLLENDİRİCİSİDİR.).
Kendi özgün yaşamınızı yaratın çıkın ve onu yaşayın...
Oyunun kuralları şudur: 'BİLMEK, KABULLENMEK, DENGELEMEK VE KENDİNİ SEVGİYLE AÇMAK.'' oyun bittiğinde şah ve piyon aynı kutuya konulur.
Evet, arkadaşlarım ve sevgili dostlarım oyun bittiğinde hepimiz aynı yere gideceğiz öyle değil mi? Bize zararı dışında hiç bir faydası olmayan geçmişe takılıp kalmak niye?
Ali Cemal Türkmen

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EKONOMİK KRİZ

İŞ,  EKMEK, ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ Pazardan, marketlerden, çarşıdan hiç bir şey aynı fiyattan alınamıyor. Paranın değeri pula döndü. Ekonomideki kötü gidişat " PARA- DÖVİZ" krizi olarak patladı. Halkımızın alım gücü iyice düştü. Sürekli borçlanarak satamayacakları kadar mal üretmeye devam eden kapitalistler, elde ettikleri yüksek karları cebe indiriyorlar. Şimdide Şirketlerin borçlarını emekçilerin sırtına yıkıyorlar. Çok sayıda büyük şirketler konkordato ilan ederek iflasta olduğunu beyan etti. Milyarlarca dolar para yurt dışına çıkarıldı. Köprülere yolcu, hastanelere hasta teminatı verilerek yapılan " BÜYÜK PROJELERLE" şişem balon patlamış bulunuyor. Enflasyon çift rakamlı , vatandaşın enflasyonu ile devletin kurumu (DİEK) enflasyon arasında dağlar kadar fark var. Bir çok şirket seri halde işçi çıkarmaya devam ediyor. Krizleri Kapitalist sistem üretir. Bu sistemde ekonominin çarkları halkımızın yararına dönmez. Büyük şirketler, tekeller

SEVGİ SELİME

                                    SEVGİ SELİME; Hayatımın aydınlığı, Yarin ( 29 Mart)  Senin doğum günün.  Önceden seninle sohbet edip sonrada benim duygularımı paylaşmak istedm. Bugün beni herkesten daha iyi tanıyor beni sevmeyi, mutlu etmeyi seçen yüce insan; Önce bana olan aşkın ve sabrın için,  hayatımın bir parçası olduğun için TEŞEKKÜR EDERİM.  Bugün milyarlarca kelime bile seni ne kadar özlediğimi tam olarak anlayamaz, anlatamaz , Sen gerçekten benim hayatımın en büyük hazinesiydin.  Bugün bize veda etmiş , yanımda olmayabilirsin ama sevgin ve hatıraların sonsuza dek hep kalbimde saklandı ve yaşayacak. Kalbim hala acı çekiyor ve gözlerim her zaman gizli gözyaşları döküyor. Beni nasıl bu durumda bırakıp gittiğini anlayamıyorum. Kalplerimizin dibinden, cennetteki yeni evinizde sonsuz mutluluk ve barış diliyorum. Hoşcakal iki nefes arasındaki can, hoşcakal yarım bıraktığımız heyecan , hoşcakal iki gözüm,  menekşem, pıtırcığım, Sevdam, Kara gözlüm,  Esmer güzelim,  Nur yüzlüm,  Eş

ANNEM HAVVA'YA MEKTUP

  ANNEM (  HAVVA )'YA  MEKTUP  Bu yazıyı sana adadım annem. Sensizliğinde, çekilmeyen bir günün anlam ve önemi üzerine bir şeyler karalamak için oturduğumda, bilgisayarımın başına, sana dair bir şeyler yazmak istedim. Biliyorum sen bunu okuyamayacaksın, bilemeyeceksin,  göremeyeceksin ama olsun senin yerine duygularımı paylaştığım insanlar okuyacak. Sana yazdım ya bu yazıyı, ellerim titreyerek, gözlerim dolarak ve ağlayarak. Hiçbir abarti  yok sözlerimde, eğer duyuyor, hissediyorsan gittiğin yerlerde. Yalnızca, sevgimi değil, sensizliğe alışamadığımı da bilmeni istedim.  Alışamadım ya, alışmak ta istemiyorum hani !.. Zor geliyor ölüm, zor geliyor sensizlik !.. Tüm dünya herkes annesinin “anneler gününü” kutlayacakken, senin gününü kutlayamamak, ellerini öpememek, hep birlikte gülüp eğlenememek zor geliyor be anne. Kızgınım sana !.. kırgınım bizi bırakıp  bu kadar erken gitmene !.. Kızgınım ya, elinden bir şey gelmediğinin de farkındayım. Ama keşke biraz daha uzun yaşamayı dileseydi