Ana içeriğe atla

KENDIMIZE KARŞI SAYGI


KENDİMİZE KARŞI SAYGI ..
Toplumumuzda kültürel öğretinin eksikliklerinden birisi "kendine saygı" kavramının yokluğu ya da yeterince belirgin olmayışıdır. Bunun aksine toplumumuzda diğer kişilere ve kurumlara saygı hep önde gelir. Zaten çocukluğumuzda hem anne ve babalarımız tarafından ya da okulumuzdaki öğretmenimiz tarafından bizlere dikte ettirilen şu söz bunu çok açık  vurgulamaktadır; "büyükler sever, küçükler sayar". Evet, büyükler bizi hep sever diye büyüdük, ama nedense saygı yerine "saymayı da öğrendik ve buna zorlandık.

Kendine saygı kişinin kendi sınırlarını koruması, kendi sınırlarına sahip çıkması, kendi alanındaki değerleri koruma hakkını kullanabilmesidir. Yani saygının hep dışarıya değil, beraberinde kendimize de duyulması gerekiyor. Karnımız açken başkalarını doyurmanın erdemlilik ve iyimserlik olarak vurgulandığı toplumumuzda, kendi karnımız aç olduğunda yakınlarımızın ve insanlarımızın bizi görmemesi ne kadar tezat değil mi ne dersiniz?

İnsanın kendine saygı güzel bir kavram, ama bunu eyleme döndürmediğimizde bir işe yaramıyor. Benim kendime saygım "diğerlerinin" sınırında biter diyebilirim, Eyleme döndürülen "kendime saygım" kişiye kendine değer verme, kendini sevme, kendiyle barışık olma, kendine güven sağlarken; çevremizdekilerin gözünde de bizi değerli, saygın, güvenilen bir kişi yapar.

Saygının büyüğü küçüğü olmaz, saygı kişinin kendisiyle başlar ve çevresiyle başta ailesiyle, arkadaşlarıyla devam eder. Saygı sadece insanlar arasında değil doğaya ve kültürel değerlere de olur. Ancak kendine saygısı olmayan bir insanın başkasına saygısı da olmaz ..

 Bizler belki de iyi bir evlat, iyi bir ana-baba, iyi bir arkadaş, iyi bir komşu, iyi bir eş, iyi bir ağabey, iyi bir abla, iyi bir vatandaş vb olmayı "iyi" öğreniyoruz, ama "iyi bir ben" olmayı pek öğrenmiyor ya da bilmiyoruz ne dersiniz.

Psikologlar yani uzmanlarımız derki; Ruhsal bozuklukların temelinde kişinin kendine güvensizliği ve yaşadığı çevreye uyumsuzluğu önemli rol oynamaktadır.
Bende Ali Cemal Türkmen olarak diyorum ki; kendine güven ise kişinin kendini beğenmesi, değer vermesi ve kendine saygısıyla kazanılabilir.
Bir hayal edelim arkadaşlarım yada grup dostlarım, "Kendine saygısı olan bireylerden oluşan toplum........", ne güzel olurdu, ülkemiz de ve Dünya da  barış, hoşgörü, sosyal barış, insan haklarının yaşanması vs hep güzel gelişmeler getirecektir.

Sevgili Dostlar Bence "kendimize saygı" yı öğrenelim ve önce kendimize uygulayalım....... , kendinizde hissettiğiniz güzel gelişmeleri yaşayınız.

Sağlıcakla kalınız.
Mutlu, sağlıklı, bol kazançlı sevdiklerinizle beraber geçirebileceğiniz  güzel bir gün ve hafta diliyorum.
Türkmen Ali Cemal

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EKONOMİK KRİZ

İŞ,  EKMEK, ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ Pazardan, marketlerden, çarşıdan hiç bir şey aynı fiyattan alınamıyor. Paranın değeri pula döndü. Ekonomideki kötü gidişat " PARA- DÖVİZ" krizi olarak patladı. Halkımızın alım gücü iyice düştü. Sürekli borçlanarak satamayacakları kadar mal üretmeye devam eden kapitalistler, elde ettikleri yüksek karları cebe indiriyorlar. Şimdide Şirketlerin borçlarını emekçilerin sırtına yıkıyorlar. Çok sayıda büyük şirketler konkordato ilan ederek iflasta olduğunu beyan etti. Milyarlarca dolar para yurt dışına çıkarıldı. Köprülere yolcu, hastanelere hasta teminatı verilerek yapılan " BÜYÜK PROJELERLE" şişem balon patlamış bulunuyor. Enflasyon çift rakamlı , vatandaşın enflasyonu ile devletin kurumu (DİEK) enflasyon arasında dağlar kadar fark var. Bir çok şirket seri halde işçi çıkarmaya devam ediyor. Krizleri Kapitalist sistem üretir. Bu sistemde ekonominin çarkları halkımızın yararına dönmez. Büyük şirketler, tekeller

SEVGİ SELİME

                                    SEVGİ SELİME; Hayatımın aydınlığı, Yarin ( 29 Mart)  Senin doğum günün.  Önceden seninle sohbet edip sonrada benim duygularımı paylaşmak istedm. Bugün beni herkesten daha iyi tanıyor beni sevmeyi, mutlu etmeyi seçen yüce insan; Önce bana olan aşkın ve sabrın için,  hayatımın bir parçası olduğun için TEŞEKKÜR EDERİM.  Bugün milyarlarca kelime bile seni ne kadar özlediğimi tam olarak anlayamaz, anlatamaz , Sen gerçekten benim hayatımın en büyük hazinesiydin.  Bugün bize veda etmiş , yanımda olmayabilirsin ama sevgin ve hatıraların sonsuza dek hep kalbimde saklandı ve yaşayacak. Kalbim hala acı çekiyor ve gözlerim her zaman gizli gözyaşları döküyor. Beni nasıl bu durumda bırakıp gittiğini anlayamıyorum. Kalplerimizin dibinden, cennetteki yeni evinizde sonsuz mutluluk ve barış diliyorum. Hoşcakal iki nefes arasındaki can, hoşcakal yarım bıraktığımız heyecan , hoşcakal iki gözüm,  menekşem, pıtırcığım, Sevdam, Kara gözlüm,  Esmer güzelim,  Nur yüzlüm,  Eş

ANNEM HAVVA'YA MEKTUP

  ANNEM (  HAVVA )'YA  MEKTUP  Bu yazıyı sana adadım annem. Sensizliğinde, çekilmeyen bir günün anlam ve önemi üzerine bir şeyler karalamak için oturduğumda, bilgisayarımın başına, sana dair bir şeyler yazmak istedim. Biliyorum sen bunu okuyamayacaksın, bilemeyeceksin,  göremeyeceksin ama olsun senin yerine duygularımı paylaştığım insanlar okuyacak. Sana yazdım ya bu yazıyı, ellerim titreyerek, gözlerim dolarak ve ağlayarak. Hiçbir abarti  yok sözlerimde, eğer duyuyor, hissediyorsan gittiğin yerlerde. Yalnızca, sevgimi değil, sensizliğe alışamadığımı da bilmeni istedim.  Alışamadım ya, alışmak ta istemiyorum hani !.. Zor geliyor ölüm, zor geliyor sensizlik !.. Tüm dünya herkes annesinin “anneler gününü” kutlayacakken, senin gününü kutlayamamak, ellerini öpememek, hep birlikte gülüp eğlenememek zor geliyor be anne. Kızgınım sana !.. kırgınım bizi bırakıp  bu kadar erken gitmene !.. Kızgınım ya, elinden bir şey gelmediğinin de farkındayım. Ama keşke biraz daha uzun yaşamayı dileseydi