Ana içeriğe atla

24 OCAKLAR BIZI ÜZMEYE DEVAM EDİYOR



BIR ZAMANLAR BIZDE COCUKTUK
Bembeyaz boş bir sayfaya renkli kalemlerle çizilen, minik yüreklerde heyecanın voltalarıyla, adımlanmış kocamanlık içinde minicik bir dünya.

Kimileri için mazide kalan, kimileri için ise, solmayıp halen içinde yemyeşil sakladığı hevesler, mutluluklar, korku ve heyecanlar.


Bir zamanlar biz de çocuktuk.
Güneş gökyüzünden değil, bizim içimizden doğardı.
Oyuncaklarımız vardı.
Cırcırlı cırcırsız kaytanlı topaçlar, rengârenk misketler, pazardan alınma naylon arabalar, marangoz ya da evin kömürlük kısmından bulunma çıtalarla yapılan renkli uçurtmalar. O uçurtmaları gökyüzünde süzülürken izlemek belki de farklı hayallere daldırırdı bizi, gökyüzüne bakabilmek, mavi düşlere dalmak gibi. Bazen de kimin uçurtması daha yükseğe çıkacak yarışması yapıp, parmaklarımızda ipi kaydırırken bedenimizi farklı bir heyecan ve telaş sarardı.

Oyuncaksız oynadığımız oyunlar da olurdu; körebe, saklambaç, kuka, istop, tombik gibi…
Genelde erkekler kurtarmaç, kızlar ise saklambaç oynardı. Yağmur sonrasında, ıslanmış bir yer bulup üzerine “V” harfi çizip çivi ile birbirimizi hapsetmece oynardık. Sokak aralarına koşar, korkusuzca gece yarıları merdiven altlarına saklanırdık.
Avucumuza sıkıştırılan bozukluklarla bakkaldan aldığımız çikletlerden çıkan artist resimleriyle, ya da kibrit kutularının resimli yüzünü kesip ön yüz mü-arka yüz mü oynamak ve birbirimizden o kartları ütmek güzel bir haz bırakırdı bizde.

Kazandıkça sevinir, göğsümüzde taşıdığımız kuş kanat çırpardı.


Bizde okurken karne alırdık..
Büyüklerimizi memnun ederdik. Onlarda bizi öper, aferin oğlum ya da kızın der mutlu olurduk. Aldığımız hediye ya bir öpücük, ya aferin yada akide şekeri..Bu bile bizi ..sevindirir di. 15 tatilde daha çok oyun oynayacağız ve ailemizle birlikte olacağız diye sevinirdik..


Belki çocukluğunuz yarım kaldı, belki dolu, dolu yaşandı. Yine de çocukluk güzel şeydi.

Derken çok çabuk büyüdük.
Renkli misketler, balonlar, arabalar, gökyüzünde birbirleriyle dans eden uçurtmalar bizden çok uzakta kaldı.


Bugün aylardan Ocak günlerde ise yirmi dört’ü, sevgili basta Uğur Mumcuyu ve birçok değerli dostlarımızı saygiyla andık.

Okullar on beş tatilile girdi,
Etrafımızdaki karne alan çocuklarımızı kutladık.. iyi tatiller dilerim.


Bu arada benim yeni torunum Doğa Masal'da 30 günlük oldu. Yani bir aylık
Boyu 7 cm  uzamış, kilosu 900 gr artmış.
Bunlar güzel haber...

Ayrica; Eşim Ayşegül Pet cekiminden sonra gördüğümüz manzara yapilan yorumlar bizi cok ama cok mutlu etti. cok olumlu sonuç aldigimizdan dolayi, Yaklaşık bir aydır Dr. denetiminde  dinleniyor, kemoterapi almıyor.
 inşallah bundan sonra onun istediği gibi  hep olumlu olur , sagligina kavusmus tüm isteklerini yerine getirir , Yillik  kontrola geçilir... bu haberde bizi Cok mutlu etti.

Evet bu HAFTA farklı konular yazdık çizdik, okuduk..

Elazigda, Malatyada Deprem oldu..
Geçmiş olsun, Acil şifalar diliyorum;
Yine ne  gece oldu fakat birde son günlerde ülkemizin değişik bölge ve şehirlerinde yaşanan depremle sarsıldık.. Bu sırada sürekli sarsıntı üzerine toprak ana bizi uyarıyor...
 Önce istanbul, Ege. Manisa,  Ankara,  En sonunda Elazığ, Malatya civarında hiç istemediğimiz durum yaşandı.

Aldığımız haberlere göre bölgede enkaz altında kalan yurttaşlarımız var , ölüm ve yaralı haberleri bizleri sarstı.. Önce başsağlığı sonrada halkımıza çok
Geçmiş olsun, bolgedeki halkımıza acil şifalar diliyoruz. Daha iyi haberler almak istiyoruz.
Biz halk olarak bunları hak etmiyoruz...

ve yeni bir hafta sonnuna girdik, Yıllar da günlerde çok çabuk geçiyor..

Yârinlarda hep  bir başka güzellikle karşı,karşıya olacagimiz günler bekliyoruz..

BEYAZ MUTLULUK..

 24 OCAK 2014 nişanlanarak evliliğe adım atan sevgili Yeğenim Murat ve Zehra Eker Ailesini' kutlamadan geçemiyeceğim.

Mutluluğunuz daim olsun.


Sağlıklı ve mutlu , hasarsız, , depremsiz güzel günler diliyorum Turkiye

Saygılarımla¸
Ali Cemal Türkmen

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EKONOMİK KRİZ

İŞ,  EKMEK, ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ Pazardan, marketlerden, çarşıdan hiç bir şey aynı fiyattan alınamıyor. Paranın değeri pula döndü. Ekonomideki kötü gidişat " PARA- DÖVİZ" krizi olarak patladı. Halkımızın alım gücü iyice düştü. Sürekli borçlanarak satamayacakları kadar mal üretmeye devam eden kapitalistler, elde ettikleri yüksek karları cebe indiriyorlar. Şimdide Şirketlerin borçlarını emekçilerin sırtına yıkıyorlar. Çok sayıda büyük şirketler konkordato ilan ederek iflasta olduğunu beyan etti. Milyarlarca dolar para yurt dışına çıkarıldı. Köprülere yolcu, hastanelere hasta teminatı verilerek yapılan " BÜYÜK PROJELERLE" şişem balon patlamış bulunuyor. Enflasyon çift rakamlı , vatandaşın enflasyonu ile devletin kurumu (DİEK) enflasyon arasında dağlar kadar fark var. Bir çok şirket seri halde işçi çıkarmaya devam ediyor. Krizleri Kapitalist sistem üretir. Bu sistemde ekonominin çarkları halkımızın yararına dönmez. Büyük şirketler, tekeller

SEVGİ SELİME

                                    SEVGİ SELİME; Hayatımın aydınlığı, Yarin ( 29 Mart)  Senin doğum günün.  Önceden seninle sohbet edip sonrada benim duygularımı paylaşmak istedm. Bugün beni herkesten daha iyi tanıyor beni sevmeyi, mutlu etmeyi seçen yüce insan; Önce bana olan aşkın ve sabrın için,  hayatımın bir parçası olduğun için TEŞEKKÜR EDERİM.  Bugün milyarlarca kelime bile seni ne kadar özlediğimi tam olarak anlayamaz, anlatamaz , Sen gerçekten benim hayatımın en büyük hazinesiydin.  Bugün bize veda etmiş , yanımda olmayabilirsin ama sevgin ve hatıraların sonsuza dek hep kalbimde saklandı ve yaşayacak. Kalbim hala acı çekiyor ve gözlerim her zaman gizli gözyaşları döküyor. Beni nasıl bu durumda bırakıp gittiğini anlayamıyorum. Kalplerimizin dibinden, cennetteki yeni evinizde sonsuz mutluluk ve barış diliyorum. Hoşcakal iki nefes arasındaki can, hoşcakal yarım bıraktığımız heyecan , hoşcakal iki gözüm,  menekşem, pıtırcığım, Sevdam, Kara gözlüm,  Esmer güzelim,  Nur yüzlüm,  Eş

ANNEM HAVVA'YA MEKTUP

  ANNEM (  HAVVA )'YA  MEKTUP  Bu yazıyı sana adadım annem. Sensizliğinde, çekilmeyen bir günün anlam ve önemi üzerine bir şeyler karalamak için oturduğumda, bilgisayarımın başına, sana dair bir şeyler yazmak istedim. Biliyorum sen bunu okuyamayacaksın, bilemeyeceksin,  göremeyeceksin ama olsun senin yerine duygularımı paylaştığım insanlar okuyacak. Sana yazdım ya bu yazıyı, ellerim titreyerek, gözlerim dolarak ve ağlayarak. Hiçbir abarti  yok sözlerimde, eğer duyuyor, hissediyorsan gittiğin yerlerde. Yalnızca, sevgimi değil, sensizliğe alışamadığımı da bilmeni istedim.  Alışamadım ya, alışmak ta istemiyorum hani !.. Zor geliyor ölüm, zor geliyor sensizlik !.. Tüm dünya herkes annesinin “anneler gününü” kutlayacakken, senin gününü kutlayamamak, ellerini öpememek, hep birlikte gülüp eğlenememek zor geliyor be anne. Kızgınım sana !.. kırgınım bizi bırakıp  bu kadar erken gitmene !.. Kızgınım ya, elinden bir şey gelmediğinin de farkındayım. Ama keşke biraz daha uzun yaşamayı dileseydi