Ana içeriğe atla

SOKAKTAKİ HAYVANLAR IÇIN NELER YAPABILIRIZ



Evet insanlar için yapılması gereken daha çok şey var. Evet yoksulluk, işsizlik, Ekonomik kriz, şiddet, tecavüz, eğitim, sağlık, terör gibi büyük sıkıntılarımız var. Peki, bu hayvan haklarının örselenmesinin gerekçesi olabilir mi? Sizden gelen cevap! Kesinlikle hayır! diye duyuyorum...




Merhamet insani değerlerin en güzeli değil midir? İnsan insana, hayvana, doğaya merhamet etmelidir ki merhamet bulsun. derdi büyüklerimiz... Ya sesleri çıkmayan, aciz hayvanlar! Havalar soğudu kış geldi , sokaktaki hayvanlar için neler yapabiliriz? birlikte paylaşalım istedim...

Mesela;*

Bahçenizde veya sitenizde, yakınınızda bulunan parkta şirin bir kulübeyle onlar için yer açabilirsiniz.



Müstakil veya geniş bir bahçesi olan bir apartmanda, site gibi yerlerde (apartman sakinlerine veya site yöneticilerine  de danışarak) oturuyorsanız kışın soğuk havalara karşı kedi, köpek, kuş Vs. bir birine zarar vermeyecek gibi hayvanlar için kulübe yaptırabilir onlar için sıcak bir alan oluşturabilirsiniz. Kulübe yaptırırken en yakınımızdaki belediye (Büyük şehir veye ilçe Belediye ) hizmetlerinden de istifade edebilirsiniz.

Melasa;**

Yediklerinizden paylaşabilirsiniz.


Evde kalan, artan yemeklerimiz veya onlar için kuru hayvan mamaları alarak hayvanlar için oluşturulmuş bölgelere bırakabiliriz. Parklarda belediyelerin oluşturdukları kulübelere, ( yoksa ilçe veya Büyük şehir Belediyelerimizden talep ederek) çöp kenarına yiyecek aramaya gelen hayvanlara poşetin ağzını açarak çöpün görünmeyen bir kısmına bırakabiliriz.

Melasa;***

Hayvan bakım evlerine gönderebilirsiniz.


Gerekli imkanlarınız yoksa onları koruyacak, sağlık hizmetleri verecek hayvan bakım evlerine ulaşarak onlara emanet edebilirsiniz.

Melasa;****

Ofisinizde Bir Yer Açın..


Ofisinizde onlar için küçük bir yer açın. Kısa süre içinde tüm ofis çalışanların can dostu olduğunu göreceksiniz. Ofiste yaşama koşulları uygun değilse iş yerinizin önünde bir kulübe yapar ve mama ve su kapı koyarsanız bir hayvanın yaşamını kurtarmış ve destek vermiş olursunuz.

...daha da örnekleri çoğala biliriz. istedim ki bir iki örnekte siz vererek bu yazıya katkı koymuş olabilirsiniz istedim.

Hayvan  severler  olarak katkı koyacağınız dan eminim.

Merhamet insan olmanın verdiği bir değerdir. Hepimiz bu değere sahip çıkalım. İnsana, hayvana ve doğaya merhamet edelim, sahip çıkalım...

Sağlıklı, MUTLU, huzur ve barış içerisinde yaşayan, insan, çevre ve hayvan haklarını koruyan, bol kazançlı güzel bir hafta sonu dileyerek yazımı sonlandırıyorum.

Ali Cemal Türkmen

Not; En üstteki başlık resmi Kuşadası Belediye tarafından düzenlenmiş parklara dağıtılan örnek koruma evi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EKONOMİK KRİZ

İŞ,  EKMEK, ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ Pazardan, marketlerden, çarşıdan hiç bir şey aynı fiyattan alınamıyor. Paranın değeri pula döndü. Ekonomideki kötü gidişat " PARA- DÖVİZ" krizi olarak patladı. Halkımızın alım gücü iyice düştü. Sürekli borçlanarak satamayacakları kadar mal üretmeye devam eden kapitalistler, elde ettikleri yüksek karları cebe indiriyorlar. Şimdide Şirketlerin borçlarını emekçilerin sırtına yıkıyorlar. Çok sayıda büyük şirketler konkordato ilan ederek iflasta olduğunu beyan etti. Milyarlarca dolar para yurt dışına çıkarıldı. Köprülere yolcu, hastanelere hasta teminatı verilerek yapılan " BÜYÜK PROJELERLE" şişem balon patlamış bulunuyor. Enflasyon çift rakamlı , vatandaşın enflasyonu ile devletin kurumu (DİEK) enflasyon arasında dağlar kadar fark var. Bir çok şirket seri halde işçi çıkarmaya devam ediyor. Krizleri Kapitalist sistem üretir. Bu sistemde ekonominin çarkları halkımızın yararına dönmez. Büyük şirketler, tekeller...

TARİH 11 TEMMUZ 1979'U GÖSTERİYORDU

ACILI GÜNLER GERİDE KALDI Tarih 11 Temmuz 1979’u gösteriyordu. Babam çok heyecanlıydı. Vurulan Oğlu Ali Haydar Türkmen’in  Mahkemesi vardı çünkü. Sabah erkenden kalkıp üstünü giydi ve bizlere ”Ben Mahkemeye gidiyorum” dedi. Mahkemede oğlu Ali Haydar Türkmen'in davası sürerken karşı tarafla (oğlunu vuran polis ve onun arkadaşları) ilk defa karşılaşacaklar. “Can güvenliğimiz yoktur” diye mahkemeye gelmemiş, mahkeme heyetine dilekçe göndermişler.'di... Mahkeme'de duruma itiraz eden babam Niyazi Türkmen "Mahkeme Heyetine: “Biz siviliz ama can güvenliğimizden korkmuyoruz. Sizlerin karşınıza her zaman çıkabiliyoruz, istenilen her yere de gidiyoruz;; Ama ne acıdır ki onlar devletin her türlü imkânlarından yararlanıyorlar, bellerinde silah rahatça adam vurabiliyorlar ve üzerlerinde devletin resmi elbisesini taşıdıkları halde yine de “CAN GÜVENLİKLERİ YOK!“ diye mahkemeye bizim karşımıza çıkamıyorlar.   Burada bir  "ADALETSİZLİK " yok mu Hâkim Bey?...

TANITABILSEM,,,

  BİZİM KÖYÜN YEŞİL YAYLALARINI, İMKANIM OLSADA TANITABİLSEM, ALTIN BAŞAK VEREN TARLALARINI, FENNİ GÜBRE İLE CANLATABİLSEM. DEĞİRMEN ÇEVİRİR AKAR SULARI, İSTEYİNCE KOKAR MİS GİBİ SULARI, İSTEYEN TARLAYA SOKAR SULARI, KAZMA KÜREK İLE YÖNETEBİLSEM. AŞIK CEMALİYİM KÖYDEN AYRİYİM, NUFÜSUM ORDA NEDEN GAYRİYİM, KOVANIMA GELİP GİDEN ARIYIM, GAM YEMEM HERKESE TANITABİLSEM.