Ana içeriğe atla

COCUKLUGUMU GERI ISTIYORUM



ÇOÇUKLUĞUMU    GERİ    İSTİYORUM !.....
Çocukluğuma geri dönmek.. geçmişimi sizlerle paylaşmak istiyorum
Vakit bayağı gece yarısını çoktan geçmişti, gözlerimi kapamış kahvemi yudumlarken; nasıl olduğunu hala anlayamadığım bir biçimde kendimi çocukluk anılarının içinde buldum……

Bu aralar sanırım çok fazla istiyorum bunu. Nedenini henüz çözemedim.
Yeniden çocuk olmak istiyorum. Dağlara, tepelere çıkmak, tepelerde, papatya ve gelincik toplamak istiyorum. Seksek oynamak telden yapılmış araba sürmek, iliklerle oynamak, istiyorum. Oyunda yenilince ağlayarak mızıkçılık yapmak istiyorum.

Çocuklukta, mutlu olmak için kendine bir neden aramıyorsun. Sanırım çocukluğu değerli kılan en önemli özellikte bu olsa gerek. Bir kuzuyu sevmek, arkadaşlarınla pişti kâğıdı oynamak, ellerinin üstünde gezdirip uçması için şarkılar söylediğin bir uğurböceği... Tüm bunlar ve bunun gibi şeyler, senin mutlu olman için yeterli oluyor. Büyüdükçe mutluluk katsayısı azalıyor sanırım.

Anılardan sıyrılıp kendime geldiğim zaman, şunu anladım; çocukluğun hayatın boyunca sahip olduğun en güzel mutlulukmuş. Tabi ki bu herkes için böyle olmayabilir. Çocukluğu çok kötü geçen, unutmak için yıllarını harcayan insanların olduğunu biliyorum. Her şeye rağmen onların çocukluğunu kötü yapan şeylerinde büyükler olduğunu biliyorum. Anladığım bir şey daha var ki; ne zaman çocukluğunu düşünmeye ve özlemeye başlamışsan, işte o zaman sen yaşlanıyorsun demektir.

Ağlarken hiç yanımda olmayan,
Hasta iken ateşimi ölçüp, sırtımı ovmayan, göğsü ana yüreği gibi kokan,
Hiç sevgisine tanık olamadığım sarı saçlarına güneşin en güzelinin doğduğu, Anamı! İstiyorum aslında! .. Hiç sevgisine tanık olmadığım sahip olamadığım anamı.....

Toprak yola oturup arkadaşlarımla akşama kadar çamurla oynamak istiyorum. Arkadaşlarımla kavga ettiğimde öfkemi unutup bir kaç dakika içinde onunla gülüşerek oynamaya devam etmek istiyorum.
Oynaya zıplaya okula gitmek istiyorum. Yine arkamdan birileri bana Cemo diye seslensinler istiyorum. İyi bir şeyler yaptığımda birileri saçımı okşayıp bana aferin desinler istiyorum.

Yine babamın küçük akıllı ve zeki oğlu olmak istiyorum. Babamın oturduğu, güven verdiği dizene ya da göğsüne başımı koymasam da, kaygısızca, acaba yarın ne olacak diye düşünmeden uykuya dalmak istiyorum.

O günleri özlüyorum, çocukluğumu özlüyorum bu aralar. Gerçi hep özlemişimdir, büyüdükçe çocukluğumu, çocukluk anılarımı, çocuk masumiyetimi özlerim hep.

Büyük ama herkesin birbirini tanıdığı, herkesin birbirine dost olduğu, bir gecekondu semtinde Akdere, Tuzluçayırda büyüdüm ben. Gece yarılarına kadar sokaklarda oynardık. Sonrada eve gelip kaygısızca bırakırdım kendimi uykunun kollarına. Geleceği düşünmüyordum, geçmiş ise yoktu. Ne yapmak istediklerim, ne varmak istediğim hedeflerim vardı önümde, nede geride bıraktığım acılarım vardı geçmişimde.

Şimdi büyüdük her şey çok daha farklı hayat bizi sürprizleriyle tanıştırdı, önümüze çıkardığı acılarla pişirdi. Şimdi hiç birimizin o çocuk bakışları yok hayata. Şimdi içimden bir çocukluk yapmak geçtiği zaman, bir çocuk çılgınlığı yapmak istediğim zaman durup düşünüyorum acaba birileri bir şey der mi diye. Gerçi yapsam bile o zamanlar ki kadar zevki alamayacağımı biliyorum.

Artık hayatımda bir çocukluğun masumiyetini taşımadığımı, hayata çocuk gözleriyle bakamayacağımı biliyorum.

Çocukluğuma geri dönmek istiyorum. Acılarımla tanışmamak, Yine hayata o çocuk gülüşleriyle ve çocuk gülümsemesiyle bakmak istiyorum. Fakat yine de edindiğim tecrübelerle yaşamayı öğrendim. Her gün öğrendiğim yeni bir şey beni birazcık daha büyütse de, çocukluk masumiyetimi ve inançlarımı biraz daha geride bıraksa da, gelecek günlere ve gelecekteki acılara beni daha sağlamlaştırdığı için seviyorum ben hayatı ve hayatın önüme çıkardığı sürprizleri.

Belki çok klişe olacak ama yazıyı bu cümle ile bitirmek istiyorum...

Keşke yeniden, gözlerini kısarak gökyüzündeki uçurtmasını hayranlıkla izleyen o çocuk olabilsem...
Çocukluğumu geri istiyorum…….

Sağlıklı, mutlu, bol kazançlı, sağduyulu güzel bir hafta sonu diliyorum……..

Saygılarımla;

Ali Cemal Türkmen

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EKONOMİK KRİZ

İŞ,  EKMEK, ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ Pazardan, marketlerden, çarşıdan hiç bir şey aynı fiyattan alınamıyor. Paranın değeri pula döndü. Ekonomideki kötü gidişat " PARA- DÖVİZ" krizi olarak patladı. Halkımızın alım gücü iyice düştü. Sürekli borçlanarak satamayacakları kadar mal üretmeye devam eden kapitalistler, elde ettikleri yüksek karları cebe indiriyorlar. Şimdide Şirketlerin borçlarını emekçilerin sırtına yıkıyorlar. Çok sayıda büyük şirketler konkordato ilan ederek iflasta olduğunu beyan etti. Milyarlarca dolar para yurt dışına çıkarıldı. Köprülere yolcu, hastanelere hasta teminatı verilerek yapılan " BÜYÜK PROJELERLE" şişem balon patlamış bulunuyor. Enflasyon çift rakamlı , vatandaşın enflasyonu ile devletin kurumu (DİEK) enflasyon arasında dağlar kadar fark var. Bir çok şirket seri halde işçi çıkarmaya devam ediyor. Krizleri Kapitalist sistem üretir. Bu sistemde ekonominin çarkları halkımızın yararına dönmez. Büyük şirketler, tekeller

SEVGİ SELİME

                                    SEVGİ SELİME; Hayatımın aydınlığı, Yarin ( 29 Mart)  Senin doğum günün.  Önceden seninle sohbet edip sonrada benim duygularımı paylaşmak istedm. Bugün beni herkesten daha iyi tanıyor beni sevmeyi, mutlu etmeyi seçen yüce insan; Önce bana olan aşkın ve sabrın için,  hayatımın bir parçası olduğun için TEŞEKKÜR EDERİM.  Bugün milyarlarca kelime bile seni ne kadar özlediğimi tam olarak anlayamaz, anlatamaz , Sen gerçekten benim hayatımın en büyük hazinesiydin.  Bugün bize veda etmiş , yanımda olmayabilirsin ama sevgin ve hatıraların sonsuza dek hep kalbimde saklandı ve yaşayacak. Kalbim hala acı çekiyor ve gözlerim her zaman gizli gözyaşları döküyor. Beni nasıl bu durumda bırakıp gittiğini anlayamıyorum. Kalplerimizin dibinden, cennetteki yeni evinizde sonsuz mutluluk ve barış diliyorum. Hoşcakal iki nefes arasındaki can, hoşcakal yarım bıraktığımız heyecan , hoşcakal iki gözüm,  menekşem, pıtırcığım, Sevdam, Kara gözlüm,  Esmer güzelim,  Nur yüzlüm,  Eş

ANNEM HAVVA'YA MEKTUP

  ANNEM (  HAVVA )'YA  MEKTUP  Bu yazıyı sana adadım annem. Sensizliğinde, çekilmeyen bir günün anlam ve önemi üzerine bir şeyler karalamak için oturduğumda, bilgisayarımın başına, sana dair bir şeyler yazmak istedim. Biliyorum sen bunu okuyamayacaksın, bilemeyeceksin,  göremeyeceksin ama olsun senin yerine duygularımı paylaştığım insanlar okuyacak. Sana yazdım ya bu yazıyı, ellerim titreyerek, gözlerim dolarak ve ağlayarak. Hiçbir abarti  yok sözlerimde, eğer duyuyor, hissediyorsan gittiğin yerlerde. Yalnızca, sevgimi değil, sensizliğe alışamadığımı da bilmeni istedim.  Alışamadım ya, alışmak ta istemiyorum hani !.. Zor geliyor ölüm, zor geliyor sensizlik !.. Tüm dünya herkes annesinin “anneler gününü” kutlayacakken, senin gününü kutlayamamak, ellerini öpememek, hep birlikte gülüp eğlenememek zor geliyor be anne. Kızgınım sana !.. kırgınım bizi bırakıp  bu kadar erken gitmene !.. Kızgınım ya, elinden bir şey gelmediğinin de farkındayım. Ama keşke biraz daha uzun yaşamayı dileseydi