Ana içeriğe atla

YAŞAMA ANLAM VEREN DEĞERLER


Yaşam...
İnancınız ne olursa olsun, neye inanırsanız inanın, insan yaşamı bir takım değerler bütününden oluşuyor. Bu değerler yaşama anlam veriyor, yön veriyor ve hedefi belirliyor. İçinde yaşanılan toplum tarafından ortak hafızada kuşaktan kuşağa aktarılan bu değerler tüm toplum bireylerine yaşamın her alanında gerçekleştirilmek üzere verilmektedir. Bununla beraber her birey bu ortak değerlerden kimini kendine göre daha bir ön plana, ve yaşamının olmazsa olmazı yapabilmektedir.



Onur, Şeref, haysiyet, namus gibi kavramlar bu değerlerin başta gelenlerindendir. Her insan kendi yaşamında bu değerlerin hepsine birden sahip olarak, varlığını sürdürmek ve bu şekilde anılmak ister. Bu değerlerden birini kaybeden insan, zincirleme olarak diğerlerini de kaybetmeye başlar. Değerler kayboldukça, bu değerleri kaybeden insanın yaşamı önemsizleşir. Yaşam artık ağır bir yük olmaya başlar, çünkü yaşamı sadece yemek içmek gibi hayvansal gereksinimlere indirgemek, insan yaratılışı için ağır bir yüktür.



Durum böyle olmakla birlikte, şöyle bir bakıyorum da, insanlar bu değerleri unutmuş, sadece hayvansal gereksinimlerini karşılamak üzere bir yaşamı tercih eder hale gelmişler. Üstelik de bu gereksinimleri normal yollardan ve haklı olarak değil, çalarak çırparak, başkasını kandırarak yapmakta, değerleri de hiçe saymaktadırlar. Kendileri bu insanca değerlere uygun olarak yaşamadıkları gibi, böyle yaşayanları mağdur etmekte, onların haklarını çiğnemektedirler. Diyelim binlerce ev yapıp para kazanmak uğruna, ormanları yakmakta, denizleri doldurmakta, hem doğaya zarar vermekte, hem de hakları olmayan yerlere sahip olmaktadırlar.



Çok para kazanmak tutkusu, hakkından fazlasını elde etmek hırsı, bütün değerlerin kaybolmasına yol açmakta olup, insanların çoğu birbirini aldatarak bir yaşam biçimini tercih eder hale gelmekteler. Kimsenin kimseye güveni kalmadığı bir toplumda, sevgi, saygı, hörmet, acıma, şefkat gibi kavramlar da sekteye uğramaktadır. Sadece bedensel varlığını ne olursa olsun sürdürmeye odaklanmış bir insandan, her türlü kötülük beklenir. Nitekim bugün gazetelere baktığımızda, ne kadar önemsiz şeylerden insanların yok yere öldürüldüğünü, bütün çıplaklığıyla görürüz.



İnsanı insan yapan bu değerlerdir. Bu değerlere sahip olmak, almakla değil, vermekle mümkündür. Elinizdekini olmayanla paylaşmakla olur. Herkesin hakkına rıza göstermekle olur. Maddeye ihtiyacınız kadar yönelmeniz, fazlasını dağıtmanızla olur. Başkalarının da bu dünyada rahat ve huzur içinde yaşaması gerektiğine inanmanızla olur. Herkesin birbiriyle yardımlaşma içersinde yaşamasıyla, güzelliklerin yaratılacağı bilincine erişmenizle olur.



Bedensel varlığımızı sürdürmemizin amacı insana özgü değerleri gerçekleştirmek içindir. Bu değerler olmadan yaşamak, dünya şansını değerlendirmeden, boş yere geçip gitmektir.

Ali Cemal Türkmen

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EKONOMİK KRİZ

İŞ,  EKMEK, ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ Pazardan, marketlerden, çarşıdan hiç bir şey aynı fiyattan alınamıyor. Paranın değeri pula döndü. Ekonomideki kötü gidişat " PARA- DÖVİZ" krizi olarak patladı. Halkımızın alım gücü iyice düştü. Sürekli borçlanarak satamayacakları kadar mal üretmeye devam eden kapitalistler, elde ettikleri yüksek karları cebe indiriyorlar. Şimdide Şirketlerin borçlarını emekçilerin sırtına yıkıyorlar. Çok sayıda büyük şirketler konkordato ilan ederek iflasta olduğunu beyan etti. Milyarlarca dolar para yurt dışına çıkarıldı. Köprülere yolcu, hastanelere hasta teminatı verilerek yapılan " BÜYÜK PROJELERLE" şişem balon patlamış bulunuyor. Enflasyon çift rakamlı , vatandaşın enflasyonu ile devletin kurumu (DİEK) enflasyon arasında dağlar kadar fark var. Bir çok şirket seri halde işçi çıkarmaya devam ediyor. Krizleri Kapitalist sistem üretir. Bu sistemde ekonominin çarkları halkımızın yararına dönmez. Büyük şirketler, tekeller

SEVGİ SELİME

                                    SEVGİ SELİME; Hayatımın aydınlığı, Yarin ( 29 Mart)  Senin doğum günün.  Önceden seninle sohbet edip sonrada benim duygularımı paylaşmak istedm. Bugün beni herkesten daha iyi tanıyor beni sevmeyi, mutlu etmeyi seçen yüce insan; Önce bana olan aşkın ve sabrın için,  hayatımın bir parçası olduğun için TEŞEKKÜR EDERİM.  Bugün milyarlarca kelime bile seni ne kadar özlediğimi tam olarak anlayamaz, anlatamaz , Sen gerçekten benim hayatımın en büyük hazinesiydin.  Bugün bize veda etmiş , yanımda olmayabilirsin ama sevgin ve hatıraların sonsuza dek hep kalbimde saklandı ve yaşayacak. Kalbim hala acı çekiyor ve gözlerim her zaman gizli gözyaşları döküyor. Beni nasıl bu durumda bırakıp gittiğini anlayamıyorum. Kalplerimizin dibinden, cennetteki yeni evinizde sonsuz mutluluk ve barış diliyorum. Hoşcakal iki nefes arasındaki can, hoşcakal yarım bıraktığımız heyecan , hoşcakal iki gözüm,  menekşem, pıtırcığım, Sevdam, Kara gözlüm,  Esmer güzelim,  Nur yüzlüm,  Eş

ANNEM HAVVA'YA MEKTUP

  ANNEM (  HAVVA )'YA  MEKTUP  Bu yazıyı sana adadım annem. Sensizliğinde, çekilmeyen bir günün anlam ve önemi üzerine bir şeyler karalamak için oturduğumda, bilgisayarımın başına, sana dair bir şeyler yazmak istedim. Biliyorum sen bunu okuyamayacaksın, bilemeyeceksin,  göremeyeceksin ama olsun senin yerine duygularımı paylaştığım insanlar okuyacak. Sana yazdım ya bu yazıyı, ellerim titreyerek, gözlerim dolarak ve ağlayarak. Hiçbir abarti  yok sözlerimde, eğer duyuyor, hissediyorsan gittiğin yerlerde. Yalnızca, sevgimi değil, sensizliğe alışamadığımı da bilmeni istedim.  Alışamadım ya, alışmak ta istemiyorum hani !.. Zor geliyor ölüm, zor geliyor sensizlik !.. Tüm dünya herkes annesinin “anneler gününü” kutlayacakken, senin gününü kutlayamamak, ellerini öpememek, hep birlikte gülüp eğlenememek zor geliyor be anne. Kızgınım sana !.. kırgınım bizi bırakıp  bu kadar erken gitmene !.. Kızgınım ya, elinden bir şey gelmediğinin de farkındayım. Ama keşke biraz daha uzun yaşamayı dileseydi