Ana içeriğe atla

MADIMAK'I UNUTMA UNUTTURMA



ATEŞ UTANDI, YAKANLAR UTANMADI
SIVASIN ISIGI SÖNMEYECEK...
Tarih 2 Temmuz 1993. Yer: Sivas. Türkiye, utanç günlerinden birini yaşıyor. Kutuplaşma, galeyana gelme, fişleme; geçmişten gelen ve gelecekte de devam edecek olan dış mihrak oyunları… Kendinden olmayanı düşman belleyenlerin yaptığı katliam, fani bedenlerini aldığı insanları hafızalardan silemedi. Vicdan azabına, Adalet terazisine asla erişemeyecek olanlar; hatırladıkça, düşündükçe içi yanan insanları anlayamazlar.

 Duymak, bilmek bile kötüyken şahit olmak nasıl bir acıdır tahmin edemiyorum. Bugün Sıvası, Maraş’ı, Çorumu Vs. Unutursak tekrar yaşarız. Unutursak zalim oluruz.

Anadolu’da yetişen; Anadolu’yu, halkımızı, kültürümüzü anlatan, Alevi Bektaşi geleneğinde Yedi Ulu Ozan’dan olan Pir Sultan Abdal’ı anmak üzere Sivas’ta şenlik düzenlendi. Aydınlar ve sanatçılar bu şenlikleri izlemek üzere 1 Temmuz 1993’te Sivas’a gitmişlerdi.

Paneller düzenleyen, semah gösterileri yapan sanatçılar, kültür merkezi içinde kendilerine muhalefet olan bir grup tarafından saldırıya uğradılar.
33 aydın ve sanatçının, 2 otel görevlisinin hayatını kaybettiği sekiz saat süren yangında bekleyenlere bir yardım eli uzatılmadı. Otelde can pazarındaki insanlar, otelin çalışan telefonlarından valiye, Ankara’ya, hatta başbakana ulaşıp yardım çağrısında bulunmuşlar.

Kurtarılma vaatleri almışlar ancak devletin güvenlik kuvvetleri olaya hakim ol-a-madı. İtfaiyeler otele yaklaşamamış. Ve hatta yangın merdiveninden kaçmaya çalışan Aziz Nesin, itfaiye görevlisi tarafından darp edilmiş ve karşıt görüşlü kalabalığa doğru itildi.

Yüzlerce hikaye, onlarca umutları bitmiş aileler barındıran bu acı katliam; aslında Sivas’ta olmasa başka bir yerde olacak fikirsel tutulmanın sonucudur.
İnsanları yakarken tekbir getirmenin ne Müslümanlıkla ne de başka bir dinle ilgisi yoktur  diye düşünüyorum. Kalbi sağır, kör, dilsiz olan; dünyaya hoşgörü ile bakamayanların yaptığı insanlık ayıbıdır.

Olayın üzerinden 27 yıl geçti ve hala “net” bilgilere sahip değiliz. Göz göre göre kaçan sanıklarının zaman aşımından yararlandığı bu adaletsiz olayda, ailelerin acıları hala dinmedi.

Sivas’ı unutmayalım, unuttyrmayalim bu davanın peşinde olalım.


Ali Cemal Türkmen

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EKONOMİK KRİZ

İŞ,  EKMEK, ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ Pazardan, marketlerden, çarşıdan hiç bir şey aynı fiyattan alınamıyor. Paranın değeri pula döndü. Ekonomideki kötü gidişat " PARA- DÖVİZ" krizi olarak patladı. Halkımızın alım gücü iyice düştü. Sürekli borçlanarak satamayacakları kadar mal üretmeye devam eden kapitalistler, elde ettikleri yüksek karları cebe indiriyorlar. Şimdide Şirketlerin borçlarını emekçilerin sırtına yıkıyorlar. Çok sayıda büyük şirketler konkordato ilan ederek iflasta olduğunu beyan etti. Milyarlarca dolar para yurt dışına çıkarıldı. Köprülere yolcu, hastanelere hasta teminatı verilerek yapılan " BÜYÜK PROJELERLE" şişem balon patlamış bulunuyor. Enflasyon çift rakamlı , vatandaşın enflasyonu ile devletin kurumu (DİEK) enflasyon arasında dağlar kadar fark var. Bir çok şirket seri halde işçi çıkarmaya devam ediyor. Krizleri Kapitalist sistem üretir. Bu sistemde ekonominin çarkları halkımızın yararına dönmez. Büyük şirketler, tekeller

SEVGİ SELİME

                                    SEVGİ SELİME; Hayatımın aydınlığı, Yarin ( 29 Mart)  Senin doğum günün.  Önceden seninle sohbet edip sonrada benim duygularımı paylaşmak istedm. Bugün beni herkesten daha iyi tanıyor beni sevmeyi, mutlu etmeyi seçen yüce insan; Önce bana olan aşkın ve sabrın için,  hayatımın bir parçası olduğun için TEŞEKKÜR EDERİM.  Bugün milyarlarca kelime bile seni ne kadar özlediğimi tam olarak anlayamaz, anlatamaz , Sen gerçekten benim hayatımın en büyük hazinesiydin.  Bugün bize veda etmiş , yanımda olmayabilirsin ama sevgin ve hatıraların sonsuza dek hep kalbimde saklandı ve yaşayacak. Kalbim hala acı çekiyor ve gözlerim her zaman gizli gözyaşları döküyor. Beni nasıl bu durumda bırakıp gittiğini anlayamıyorum. Kalplerimizin dibinden, cennetteki yeni evinizde sonsuz mutluluk ve barış diliyorum. Hoşcakal iki nefes arasındaki can, hoşcakal yarım bıraktığımız heyecan , hoşcakal iki gözüm,  menekşem, pıtırcığım, Sevdam, Kara gözlüm,  Esmer güzelim,  Nur yüzlüm,  Eş

ANNEM HAVVA'YA MEKTUP

  ANNEM (  HAVVA )'YA  MEKTUP  Bu yazıyı sana adadım annem. Sensizliğinde, çekilmeyen bir günün anlam ve önemi üzerine bir şeyler karalamak için oturduğumda, bilgisayarımın başına, sana dair bir şeyler yazmak istedim. Biliyorum sen bunu okuyamayacaksın, bilemeyeceksin,  göremeyeceksin ama olsun senin yerine duygularımı paylaştığım insanlar okuyacak. Sana yazdım ya bu yazıyı, ellerim titreyerek, gözlerim dolarak ve ağlayarak. Hiçbir abarti  yok sözlerimde, eğer duyuyor, hissediyorsan gittiğin yerlerde. Yalnızca, sevgimi değil, sensizliğe alışamadığımı da bilmeni istedim.  Alışamadım ya, alışmak ta istemiyorum hani !.. Zor geliyor ölüm, zor geliyor sensizlik !.. Tüm dünya herkes annesinin “anneler gününü” kutlayacakken, senin gününü kutlayamamak, ellerini öpememek, hep birlikte gülüp eğlenememek zor geliyor be anne. Kızgınım sana !.. kırgınım bizi bırakıp  bu kadar erken gitmene !.. Kızgınım ya, elinden bir şey gelmediğinin de farkındayım. Ama keşke biraz daha uzun yaşamayı dileseydi