Ana içeriğe atla

TEŞEKKÜR EDİYORUM




Şubat ayının biri benim doğum günümdü. Yani  dün 

Bir yıl daha geçip gitti, arkasına dönüp bakmadan.


Ama ben de boş durmadım, yaşadım. Mutlu oldum, üzüldüm, kızdım, hüzünlendim, yalnız kaldım, kalabalıklardan yoruldum, gittim, geldim, koştum, kuşlara imrendim, meleklerle beraber oldum, çiçekleri kokladım…

Hediyeler aldım,  gururlandım, sevindim, mutlu  oldum,  canlarımla  beraber oldum..   

            


 Torunlarımla beraber 

Aslında yaptıklarımın bir çoğunu sıralayamadım, sadece aklımda kalan önemli güzellikleri sizlerle paylaşıyorum. O kadar çok şey yaptım ki, bir yılın aslında bir insan hayatı için ne kadar da uzun bir yol olduğunu anladım.


Gerçek manasıyla bir yıl yaşamak, bin yıl yaşıyor gibi yapmaktan çok daha güzelmiş, çok daha anlamlıymış, bunu anladım.


Teşekkürler herkes, ömrüme kattığın tüm bu güzellikler için teşekkürler.



Teşekkürler ailem, (Eşim, çocuklarım, damadım, torunlarim,  ablalarım, eniştelerim, kardeşlerim, yeğenlerim, kuzenlerim , 

A.Pasa Lisesi Mezunlar grubunun sifali, vefali dost,  güzel  insanları ,özellikle  sınıf arkadaslarimdan renkli kişiilikli kardeşim   serdar'a güven  veren  kaptan, safi , ali ,,,,,başta olmak üzere adini yazamadığım bütün  güzel insanlar ) , özgürlüğe yolculuk grubunun degerli hocalari,  bahçe  işleri  grubunun harika insanlari , tüm sevdiklerim, dostlarım, siz değerli arkadaşlarım , siyasi  partilerimizin, sivil toplum,  odalarimizin, Derneklerimizin , barolarimizin  değerli  Temsilcileri,  sizlerle bu dünya daha da çok yaşamaya değer Varlıklarsiniz..

                        Torunlarimin hediyeleri 





Teşekkürler yeryüzünün tüm canlıları, evrenin galaksileri, gökyüzünün bulutları, denizin balıkları,  Kuşadası'nin çiçekleri,  Tuzlucayirin yigitleri , yazarlarimiz,  meslek kuruluşlarının, sendikalarimizin değerli  temsilcileri  siyasetin , sivil toplum kuruluşlarımızın kıymetli temsilcileri hepinize teşekkürler. Bu hayat siz olmadan ne kadar da anlamsız olurdu biliyorsunuz değil mi?


Teşekkürler ey güzel aşk, sevda, barış   mutluluk, sağlık sen bizim yanı başımızda bize eşlik eden en güzel varlıksın, arkadaşısın kalbimizin.


Teşekkürler, sanal ve sanat dünyanın kelimelerinde dostluk çatısının altında buluştuğumuz tüm güzel  mükemmel insanları.  Menfaat beklemeden, sadece kelimelerin bizi dost kılmasından daha anlamlı ne olabilir ki? Yeryüzünde.


Teşekkürler herkese, her şeye, her kimseye, her bir şeye,




Nice, nice; sevginin, aşkın, erdemliliğin, özgürlüğün, savaşsız, barış içerisinde sağlığımızın hüküm sürdüğü daha uzun ama güzel , mutlu yıllarda buluşmak 

dileğiyle…

Doğum günün sebebiyle beni kutlayan, mesaj gönderen bütün doslarıma ve arkadaşlarıma teker teker teşekkür ederim. İyi ki varsınız, varlığınız bana huzur veriyor

Sizleri seviyorum.

Ali Cemal  Türkmen 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EKONOMİK KRİZ

İŞ,  EKMEK, ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ Pazardan, marketlerden, çarşıdan hiç bir şey aynı fiyattan alınamıyor. Paranın değeri pula döndü. Ekonomideki kötü gidişat " PARA- DÖVİZ" krizi olarak patladı. Halkımızın alım gücü iyice düştü. Sürekli borçlanarak satamayacakları kadar mal üretmeye devam eden kapitalistler, elde ettikleri yüksek karları cebe indiriyorlar. Şimdide Şirketlerin borçlarını emekçilerin sırtına yıkıyorlar. Çok sayıda büyük şirketler konkordato ilan ederek iflasta olduğunu beyan etti. Milyarlarca dolar para yurt dışına çıkarıldı. Köprülere yolcu, hastanelere hasta teminatı verilerek yapılan " BÜYÜK PROJELERLE" şişem balon patlamış bulunuyor. Enflasyon çift rakamlı , vatandaşın enflasyonu ile devletin kurumu (DİEK) enflasyon arasında dağlar kadar fark var. Bir çok şirket seri halde işçi çıkarmaya devam ediyor. Krizleri Kapitalist sistem üretir. Bu sistemde ekonominin çarkları halkımızın yararına dönmez. Büyük şirketler, tekeller...

TARİH 11 TEMMUZ 1979'U GÖSTERİYORDU

ACILI GÜNLER GERİDE KALDI Tarih 11 Temmuz 1979’u gösteriyordu. Babam çok heyecanlıydı. Vurulan Oğlu Ali Haydar Türkmen’in  Mahkemesi vardı çünkü. Sabah erkenden kalkıp üstünü giydi ve bizlere ”Ben Mahkemeye gidiyorum” dedi. Mahkemede oğlu Ali Haydar Türkmen'in davası sürerken karşı tarafla (oğlunu vuran polis ve onun arkadaşları) ilk defa karşılaşacaklar. “Can güvenliğimiz yoktur” diye mahkemeye gelmemiş, mahkeme heyetine dilekçe göndermişler.'di... Mahkeme'de duruma itiraz eden babam Niyazi Türkmen "Mahkeme Heyetine: “Biz siviliz ama can güvenliğimizden korkmuyoruz. Sizlerin karşınıza her zaman çıkabiliyoruz, istenilen her yere de gidiyoruz;; Ama ne acıdır ki onlar devletin her türlü imkânlarından yararlanıyorlar, bellerinde silah rahatça adam vurabiliyorlar ve üzerlerinde devletin resmi elbisesini taşıdıkları halde yine de “CAN GÜVENLİKLERİ YOK!“ diye mahkemeye bizim karşımıza çıkamıyorlar.   Burada bir  "ADALETSİZLİK " yok mu Hâkim Bey?...

TANITABILSEM,,,

  BİZİM KÖYÜN YEŞİL YAYLALARINI, İMKANIM OLSADA TANITABİLSEM, ALTIN BAŞAK VEREN TARLALARINI, FENNİ GÜBRE İLE CANLATABİLSEM. DEĞİRMEN ÇEVİRİR AKAR SULARI, İSTEYİNCE KOKAR MİS GİBİ SULARI, İSTEYEN TARLAYA SOKAR SULARI, KAZMA KÜREK İLE YÖNETEBİLSEM. AŞIK CEMALİYİM KÖYDEN AYRİYİM, NUFÜSUM ORDA NEDEN GAYRİYİM, KOVANIMA GELİP GİDEN ARIYIM, GAM YEMEM HERKESE TANITABİLSEM.