Ana içeriğe atla

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN İSMAİL

 


Can Yavrum; İsmail 

Bugün yeni bir güne girdik ve bugün senin doğum günün 10 Mayıs 


Yüzünüzde güller açmasını dilerim hep. Sonsuzluklar boyunca... Kızım Ayça ,Torunum Toprak ve Masal'la El ele tutuşup sonsuz sevgilere kanat açmanızı isteriz. 

Hayatın gökkuşağı gibi olmalı rengârenk, renkli başarıların yıldızlar kadar bol yüzün hep gülücük dolu olsun yavrum..

Nice yaşlarını birlikte eşinle, çocuklarinla,  dostunla ve büyük ailenle geçirmen dileğiyle. 

Doğum günün kutlu olsun sevgili damadım.

Sağlıklı,  mutlu  güzel  yıllar dileriz. 


Damadım İsmail 

İki çocuğum vardı, bir daha oldu. 

Kızım damadı, O kızımı buldu. 

Onunla, evimizin eksiği doldu. 

Sevgi yumağına hoş geldin oğlum (İsmail). 


Canım ne ki, daha da candı kızım. 

Kader bu, eloğluna yandı kızım. 

Varlığıyla şerefti, şandı kızım. 

Canımsın, canımı can bildin oğlum. 


Gitmesin evinizden, gül kokusu. 

Bozulmasın asla, sevgi dokusu. 

Kalbinde oldukça, Toprak kokusu. 

Yuvana şimdiden, girdin oğlum. (alıntı)

 Ayşegül & Ali Cemal Türkmen

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EKONOMİK KRİZ

İŞ,  EKMEK, ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ Pazardan, marketlerden, çarşıdan hiç bir şey aynı fiyattan alınamıyor. Paranın değeri pula döndü. Ekonomideki kötü gidişat " PARA- DÖVİZ" krizi olarak patladı. Halkımızın alım gücü iyice düştü. Sürekli borçlanarak satamayacakları kadar mal üretmeye devam eden kapitalistler, elde ettikleri yüksek karları cebe indiriyorlar. Şimdide Şirketlerin borçlarını emekçilerin sırtına yıkıyorlar. Çok sayıda büyük şirketler konkordato ilan ederek iflasta olduğunu beyan etti. Milyarlarca dolar para yurt dışına çıkarıldı. Köprülere yolcu, hastanelere hasta teminatı verilerek yapılan " BÜYÜK PROJELERLE" şişem balon patlamış bulunuyor. Enflasyon çift rakamlı , vatandaşın enflasyonu ile devletin kurumu (DİEK) enflasyon arasında dağlar kadar fark var. Bir çok şirket seri halde işçi çıkarmaya devam ediyor. Krizleri Kapitalist sistem üretir. Bu sistemde ekonominin çarkları halkımızın yararına dönmez. Büyük şirketler, tekeller...

TARİH 11 TEMMUZ 1979'U GÖSTERİYORDU

ACILI GÜNLER GERİDE KALDI Tarih 11 Temmuz 1979’u gösteriyordu. Babam çok heyecanlıydı. Vurulan Oğlu Ali Haydar Türkmen’in  Mahkemesi vardı çünkü. Sabah erkenden kalkıp üstünü giydi ve bizlere ”Ben Mahkemeye gidiyorum” dedi. Mahkemede oğlu Ali Haydar Türkmen'in davası sürerken karşı tarafla (oğlunu vuran polis ve onun arkadaşları) ilk defa karşılaşacaklar. “Can güvenliğimiz yoktur” diye mahkemeye gelmemiş, mahkeme heyetine dilekçe göndermişler.'di... Mahkeme'de duruma itiraz eden babam Niyazi Türkmen "Mahkeme Heyetine: “Biz siviliz ama can güvenliğimizden korkmuyoruz. Sizlerin karşınıza her zaman çıkabiliyoruz, istenilen her yere de gidiyoruz;; Ama ne acıdır ki onlar devletin her türlü imkânlarından yararlanıyorlar, bellerinde silah rahatça adam vurabiliyorlar ve üzerlerinde devletin resmi elbisesini taşıdıkları halde yine de “CAN GÜVENLİKLERİ YOK!“ diye mahkemeye bizim karşımıza çıkamıyorlar.   Burada bir  "ADALETSİZLİK " yok mu Hâkim Bey?...

TANITABILSEM,,,

  BİZİM KÖYÜN YEŞİL YAYLALARINI, İMKANIM OLSADA TANITABİLSEM, ALTIN BAŞAK VEREN TARLALARINI, FENNİ GÜBRE İLE CANLATABİLSEM. DEĞİRMEN ÇEVİRİR AKAR SULARI, İSTEYİNCE KOKAR MİS GİBİ SULARI, İSTEYEN TARLAYA SOKAR SULARI, KAZMA KÜREK İLE YÖNETEBİLSEM. AŞIK CEMALİYİM KÖYDEN AYRİYİM, NUFÜSUM ORDA NEDEN GAYRİYİM, KOVANIMA GELİP GİDEN ARIYIM, GAM YEMEM HERKESE TANITABİLSEM.