Ana içeriğe atla

 




HAYIR DİYE BILMEYI ÖĞRENMEK 

Psk. Ilkten Çetin  diyor ki; Hayir diyebilmeyi öğrenmek” çalışmaya çok zaman harcarsınız,muhtemelen iş arkadaşlarınızdan ve patronunuzdan olumlu tepkiler alırsınız. Bu da sizi daha fazla olumlu tepki almak için daha fazla çalışmaya iter ve çalışma isteğinizi arttırır. 

Bu arada, aile bireyleriniz hayatı- nızdan dışlandıklarını hissedebilme duygusuna kapılabilirler. Çünkü işinize çok zaman ayırıyorsunuzdur. Sonuç olarak, evde geçirdiğiniz zamanı, suçluluk duygusu ve aile bireylerinin yokluğunuzdan yakınmaları nedeni ile huzursuzluk içinde geçirmeye başlarsınız.hatta evde olmanız, olumsuz tepki alma anlamına gelebilir.sistematik olarak düşünürseniz olumlu tepkiler aldığınız yer olan işinizde geçirdiğiniz zamanı arttırır... 

Görüyorsunuz ki #Hayir  demek ne kadar kıymetli imiş...

İşte benim Torunum Prenses Doğa Masal  Açar 'da  20 aylık olmasına rağmen ( Hülya Teyzesinin ) katkıları ile hayır demeyi öğrenmiş. 

Buyurun wideoya, bakın ne kadar güzel #hayir diyor.  

Emeği geçen herkese çok Teşekkür ederiz. 

Ali Cemal Türkmen 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EKONOMİK KRİZ

İŞ,  EKMEK, ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ Pazardan, marketlerden, çarşıdan hiç bir şey aynı fiyattan alınamıyor. Paranın değeri pula döndü. Ekonomideki kötü gidişat " PARA- DÖVİZ" krizi olarak patladı. Halkımızın alım gücü iyice düştü. Sürekli borçlanarak satamayacakları kadar mal üretmeye devam eden kapitalistler, elde ettikleri yüksek karları cebe indiriyorlar. Şimdide Şirketlerin borçlarını emekçilerin sırtına yıkıyorlar. Çok sayıda büyük şirketler konkordato ilan ederek iflasta olduğunu beyan etti. Milyarlarca dolar para yurt dışına çıkarıldı. Köprülere yolcu, hastanelere hasta teminatı verilerek yapılan " BÜYÜK PROJELERLE" şişem balon patlamış bulunuyor. Enflasyon çift rakamlı , vatandaşın enflasyonu ile devletin kurumu (DİEK) enflasyon arasında dağlar kadar fark var. Bir çok şirket seri halde işçi çıkarmaya devam ediyor. Krizleri Kapitalist sistem üretir. Bu sistemde ekonominin çarkları halkımızın yararına dönmez. Büyük şirketler, tekeller...

TARİH 11 TEMMUZ 1979'U GÖSTERİYORDU

ACILI GÜNLER GERİDE KALDI Tarih 11 Temmuz 1979’u gösteriyordu. Babam çok heyecanlıydı. Vurulan Oğlu Ali Haydar Türkmen’in  Mahkemesi vardı çünkü. Sabah erkenden kalkıp üstünü giydi ve bizlere ”Ben Mahkemeye gidiyorum” dedi. Mahkemede oğlu Ali Haydar Türkmen'in davası sürerken karşı tarafla (oğlunu vuran polis ve onun arkadaşları) ilk defa karşılaşacaklar. “Can güvenliğimiz yoktur” diye mahkemeye gelmemiş, mahkeme heyetine dilekçe göndermişler.'di... Mahkeme'de duruma itiraz eden babam Niyazi Türkmen "Mahkeme Heyetine: “Biz siviliz ama can güvenliğimizden korkmuyoruz. Sizlerin karşınıza her zaman çıkabiliyoruz, istenilen her yere de gidiyoruz;; Ama ne acıdır ki onlar devletin her türlü imkânlarından yararlanıyorlar, bellerinde silah rahatça adam vurabiliyorlar ve üzerlerinde devletin resmi elbisesini taşıdıkları halde yine de “CAN GÜVENLİKLERİ YOK!“ diye mahkemeye bizim karşımıza çıkamıyorlar.   Burada bir  "ADALETSİZLİK " yok mu Hâkim Bey?...

TANITABILSEM,,,

  BİZİM KÖYÜN YEŞİL YAYLALARINI, İMKANIM OLSADA TANITABİLSEM, ALTIN BAŞAK VEREN TARLALARINI, FENNİ GÜBRE İLE CANLATABİLSEM. DEĞİRMEN ÇEVİRİR AKAR SULARI, İSTEYİNCE KOKAR MİS GİBİ SULARI, İSTEYEN TARLAYA SOKAR SULARI, KAZMA KÜREK İLE YÖNETEBİLSEM. AŞIK CEMALİYİM KÖYDEN AYRİYİM, NUFÜSUM ORDA NEDEN GAYRİYİM, KOVANIMA GELİP GİDEN ARIYIM, GAM YEMEM HERKESE TANITABİLSEM.