Ana içeriğe atla

PRENSES ÖZGE 'YE MEKTUP


 Güzel Prenses ÖZGE;

Öncelikle belirtmeliyim ki, sen benim bundan sonra en kıymetli, dostum ,varlığım ve  hayattan aldığım en değerli armağansın Prenses.

Senin bana söylemek,  istediklerin olduğu gibi, benim de sana anlatacaklarım var bugün elbette. Gerçi biz bu aralar sık, sık sürekli sosyal medyadan  paylaşım yapan, çok sohbet eden bir abi kardeş , arkadaş,  bir birine saygi gösterip sevgisini eksik etmeyen iki dost gibiyiz... Bu söyleyeceklerimin çoğunu da önceden konuşmuş da olabiliriz belki, ama yine de böyle güzel bir fırsatı kaçırmak istemem doğrusu.

Tatlı Kızım ve güzel Prenses, tabii ki, sürekli bir değişim ve gelişim içinde olduğunu biliyorum. Her geçen gün öğrendiklerinle yeni, daha olgun,         mütevazı bir insan          ( kadın) olduğunu görüyorum, bazen bir gün önce yaptıklarını beğenmiyor, bazı yaptıklarını eleştiriyor, “Keşke farklı davransaydım” diyorsun dur. Bunu nereden mi biliyorum? Dediğini duyar gibiyim, Çünkü bütün bunları ben de yaşıyorum. Kaç yaşında olursan ol, yeni şeyler öğrendikçe, olgunlaştıkça, bu değişim ve gelişim sürecek ve sen her sabah yep yeni ve daha donanımlı bir insan olarak kalkacaksın yatağından. “Dün yaşadığım zorlukları, olumsuzlukları iyi ki yaşamışım,”  diyeceksin, yaşadığın olumlu-olumsuz her şeyden bir şeyler öğrenecek, zenginleşeceksin.

Bilmeni istiyorum ki, hayatta yapmak istediğin her şeyde senin yanındayım, dilediğin desteği verebilecek koşulları yaratmak için çaba sarfedecegim. 

Sen, yapmak istediğin her işi başarabilirsin, buna tüm kalbimle zaten inanıyorum yeter ki, iste, azimli ve kararlı ol. Bu konuda sana örnek olabilmek için başta Annen olmak üzere elinden geleni yaptigini görüyorum . Sanma ki, hayat sana her istediğini altın bir tepsi içinde sunacak. Hayır, önce sen ne istediğine karar vereceksin, sonra buna nasıl ulaşacağını tasarlayacaksın, sonra da yaptığın plan ve programlar doğrultusunda kararlı bir biçimde,mücadele vererek  alacaksın. Bu bağlamda istersen sana katkım, deneyimlerimi seninle paylaşmak, doğru yöntemleri seçmende önerilerde bulunmak şeklinde olacaktır. 

Akıllı, zeki Prenses , sen, ne istediğini, nasıl yapacağını, nasıl başaracağını kendine en uygun biçimde yine kendin bulacaksın. Unutma, sana verdiğimiz sınırlı destek, senin işini zorlaştırmak için değil, sana olan sevgimiz, saygımız  ve inancımdan: Benim akıllı , Zeki ,güzel Kızım en iyisini bilir ve en iyisini yapar diye düşünüyorum.

Tatlı Prenses, son olarak, seninle her zaman paylaşmak istediğim, bana göre “altın” kuralı tekrar edeyim: 

Hiçbir zaman not için ders çalışma, puan için sınava hazırlanma, yaptığın işi de sırf para kazanmak için yapma. Yaptığın her neyse, her zaman yapabileceğinin en iyisini, en güzelini yapmaya çalış. O zaman not da, puan da, para da sana tıpış tıpış kendi ayağıyla hızlı bir sekilde gelecektir, hem de hiç hayal dahi etmediğin kadar  büyük miktarlarda.

Şu kadarını bilmeni istiyorum ki 28 Kasım akşamından sonra üç vakte kadar önce senin sonra ailenin kaderinde çok özel ve güzel, mükemmel değişiklikler yaşayacağını şimdiden bilmeni istedim...

Muhteşem,Nazlı Prenses

bütün güzellikler, sevgi ve mutluluklar,  hem iş hayatında  hem eğitiminde, genel yaşamında başarılar  ve mutluluklar seninle olmasini diliyorum...

Bir Dost...




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EKONOMİK KRİZ

İŞ,  EKMEK, ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ Pazardan, marketlerden, çarşıdan hiç bir şey aynı fiyattan alınamıyor. Paranın değeri pula döndü. Ekonomideki kötü gidişat " PARA- DÖVİZ" krizi olarak patladı. Halkımızın alım gücü iyice düştü. Sürekli borçlanarak satamayacakları kadar mal üretmeye devam eden kapitalistler, elde ettikleri yüksek karları cebe indiriyorlar. Şimdide Şirketlerin borçlarını emekçilerin sırtına yıkıyorlar. Çok sayıda büyük şirketler konkordato ilan ederek iflasta olduğunu beyan etti. Milyarlarca dolar para yurt dışına çıkarıldı. Köprülere yolcu, hastanelere hasta teminatı verilerek yapılan " BÜYÜK PROJELERLE" şişem balon patlamış bulunuyor. Enflasyon çift rakamlı , vatandaşın enflasyonu ile devletin kurumu (DİEK) enflasyon arasında dağlar kadar fark var. Bir çok şirket seri halde işçi çıkarmaya devam ediyor. Krizleri Kapitalist sistem üretir. Bu sistemde ekonominin çarkları halkımızın yararına dönmez. Büyük şirketler, tekeller...

TARİH 11 TEMMUZ 1979'U GÖSTERİYORDU

ACILI GÜNLER GERİDE KALDI Tarih 11 Temmuz 1979’u gösteriyordu. Babam çok heyecanlıydı. Vurulan Oğlu Ali Haydar Türkmen’in  Mahkemesi vardı çünkü. Sabah erkenden kalkıp üstünü giydi ve bizlere ”Ben Mahkemeye gidiyorum” dedi. Mahkemede oğlu Ali Haydar Türkmen'in davası sürerken karşı tarafla (oğlunu vuran polis ve onun arkadaşları) ilk defa karşılaşacaklar. “Can güvenliğimiz yoktur” diye mahkemeye gelmemiş, mahkeme heyetine dilekçe göndermişler.'di... Mahkeme'de duruma itiraz eden babam Niyazi Türkmen "Mahkeme Heyetine: “Biz siviliz ama can güvenliğimizden korkmuyoruz. Sizlerin karşınıza her zaman çıkabiliyoruz, istenilen her yere de gidiyoruz;; Ama ne acıdır ki onlar devletin her türlü imkânlarından yararlanıyorlar, bellerinde silah rahatça adam vurabiliyorlar ve üzerlerinde devletin resmi elbisesini taşıdıkları halde yine de “CAN GÜVENLİKLERİ YOK!“ diye mahkemeye bizim karşımıza çıkamıyorlar.   Burada bir  "ADALETSİZLİK " yok mu Hâkim Bey?...

TANITABILSEM,,,

  BİZİM KÖYÜN YEŞİL YAYLALARINI, İMKANIM OLSADA TANITABİLSEM, ALTIN BAŞAK VEREN TARLALARINI, FENNİ GÜBRE İLE CANLATABİLSEM. DEĞİRMEN ÇEVİRİR AKAR SULARI, İSTEYİNCE KOKAR MİS GİBİ SULARI, İSTEYEN TARLAYA SOKAR SULARI, KAZMA KÜREK İLE YÖNETEBİLSEM. AŞIK CEMALİYİM KÖYDEN AYRİYİM, NUFÜSUM ORDA NEDEN GAYRİYİM, KOVANIMA GELİP GİDEN ARIYIM, GAM YEMEM HERKESE TANITABİLSEM.