Cuma gecesine önceden planlamış olduğum ailem, yakınlarım ve dostlarımızla birlikte Aile meclisindeydik.
Ülkemizdeki yasanan olaylar sohbetlerini yaptık. Nasıl bu topluma faydamız olabilir gibi hasbial ettik.
Belli bir saatten sonra herkes evine gitti.
Bende Eve geldim yatmaya hazırlanırken çalan kapının sesiyle irkildin. Nicedir bu kadar mükemmel, harika kimse gelmemişti kapısına. Bu araları yaşamış olduğu sıkıntılarından dolayı kimseyi de istemiyordu zaten. Geceler bir sancı olup içine işlerdi; ama yüreğinin en güzel yerine oturttuğu o sevdayı düşündükçe içine yayılan Sıcaklık alıp götürürdü tüm sancılarını.
Ne kadar zamandır böyleydi, ne kadar zamandır en yakın dostu özlem olmuştu, hatırlamıyordu. Evet özlüyordu. Çünkü özlemin içinde o deli sevdasını, çikolata yıldızı buluyordu. Artık gidenlerin arkasından ağıt yakmamayı çoktan öğrenmişti; ama bu başkaydı. Kimseyi onun kadar sevmemişti. Birine anlatmaya kalksa sözcükler yetmiyor, acizleşiyordu. Zaten asıl sıkıntıda buradaydı ya kimseyle paylaşamıyordu, neye benzetse, bir yeri eksik kalıyordu. Hep ona dokunmak, hep onu hissetmek ve hep onu yaşamak istiyordu. Bu yüzden onun olmamasını bile umursamıyordu artık. Sevdasını, sevgilisi olmadan yaşıyordu.
O gittiğinden beri hayatına girip çıkan kimseyi kabullenememişti yüreği. Kendini, bitmeyen sevdasını ve o yabancı bedeni aldatmamıştı hiç...
Kapıyı açmak için yerinden kalktığında Masada duran deli sevdasının yazdığı bir mesaja ilişti gözü.. beni merak etme ………..alacaklar.
"Gözlerini almalıydım karşıma, aldım. Her yerime aldım seni.. Günler geçtikçe her dokun işliyor bir yerlerime. Masmavi bir yere götürdün beni, kendimi göreyim diye.. Ellerimi tuttun benim, kanım daha hızlı aksın diye.. Dudaklarımı öptün benim, kafamı yastığa koyduğumda seni düşleyeyim diye.. Çünkü sen bunları yaparken aslında beni hayata döndürdüğünün farkında değildin. Paylaştığımız her şey çok güzel; ama korkuyorum.. Günün birinde sensiz bırakılmaktan, sensiz kalırsam bir hiçlikte yok olmaktan korkuyorum. Bu yüzden benliğimi kaplayışını durdurmak istiyorum; ama yapamıyorum. Ben hep seninle bir Dakika öncesinden daha çok şeyi bütünleştirmek istiyorum." Bir ses, bir umut bir tıkırtı bekliyorum, yada bir mesaj……geldim,,ben geldim diye,,,
Bilmem kaçıncı bin kez okuduğum yazıyı bir kez daha okurken kapının ısrarla çalındığını fark ettim. Mesajı notunu bıraktı, kapıya doğru yürüdü ve açtı.
Deli sevdası kapıdaydı. "Hoş geldin" dedi, sessizliği tükendi, hüzün tükendi, özlem tükendi..
HOŞ GELDİN SEVDAM..
Sabah uyaninca bunun bir rüya olduğunu anlayabildim.
Yorumlar
Yorum Gönder