Ana içeriğe atla

100.YILINDA TOPLUMSAL SEFERBERLİK



TÜRKİYE "YI 100.YILINDA 
BİLİMLE BULUŞTURALIM 

Türkiye'nin gündemini olumsuzluklar oluşturuyor. İçte de, dışta ekonomide, kurumlarda ve her yerde..
TV'lere izleyin, gazetelere okuyun; gece gündüz hüngür hüngür ağlarsınız. 
İç açıcı, moral yükseltici, gurur verici, umut doğurucu, neşelendirici bir haber, bir olay, bir başarı var mı? Yok 

Son bir ay içinde yaşadığımız #depremi de katarsak , ölüm, hüzün,  keder, kasvet  işsizlik, açlık, sıkıntı.
DÜNYA değişti, güzelleşti, bilim ağırlıklı ülkeler kendi aralarında yarışırken Türkiye o gidişe ayak uydurması bırakın çok daha gerilere gidiyor. 
85 Milyon  ekseriyetle halkımız devamlı maddi, manevi çöküntü içinde. Çalışanlarımız, (memurlar, işçiler) Esnafımız, geçinme zorluğu çekerken  birde hiç iş bulamayanlar var. Özellikle de eğitimli #gençlerimiz ve kadınlarımız.


YATIRIM yok, üretim durmuş. İnsanlar temel gıda maddelerini dahi alamaz duruma düştü. Bu nedenle ülkede başta üretimi öne çıkaran yapısal bir değişim, bir dayanusma ile hep birlikte bir seferberlik gerekiyor. 
100 yıllık Cumhuriyet'in, demokratikleşme ve "muasır medeniyet seviyesine ulaşma" amacında geldiğimiz nokta hiç de iç açıcı değil.
Ne için yola çıkmıştık; demokrasi, çağdaşlık, refah, istikrar, hak, hukuk, adalet, eşitlik, birlik, beraberlik, bölünmezlik...
Öyle mi oldu? Hayır..
Türkiye de yasiyorsak tüm bunları dahada geniş vizyonlu düşünmeli 14 Mayısta yapılacak seçimlerde bu gidişata dur demek gerektiğini sadece kendimiz değil Çevremizdeki herkesi bu seferberlige davet edip birlikte mucadele etmeye, birlikte çalışmak gerektiğini düşünüyorum.
Siz dostlarımı  kendi bulunduğu il, ilce ve bölgesinde demokratik yollarla  bu #Seferberligi yaratmaya ve dayanışmayı büyütmeye davet ediyorum. 
Tarihi fırsatı kacirmamamiz gerektiğini düşünüyorum. 
Saygılarımla;

Ali Cemal Türkmen 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EKONOMİK KRİZ

İŞ,  EKMEK, ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ Pazardan, marketlerden, çarşıdan hiç bir şey aynı fiyattan alınamıyor. Paranın değeri pula döndü. Ekonomideki kötü gidişat " PARA- DÖVİZ" krizi olarak patladı. Halkımızın alım gücü iyice düştü. Sürekli borçlanarak satamayacakları kadar mal üretmeye devam eden kapitalistler, elde ettikleri yüksek karları cebe indiriyorlar. Şimdide Şirketlerin borçlarını emekçilerin sırtına yıkıyorlar. Çok sayıda büyük şirketler konkordato ilan ederek iflasta olduğunu beyan etti. Milyarlarca dolar para yurt dışına çıkarıldı. Köprülere yolcu, hastanelere hasta teminatı verilerek yapılan " BÜYÜK PROJELERLE" şişem balon patlamış bulunuyor. Enflasyon çift rakamlı , vatandaşın enflasyonu ile devletin kurumu (DİEK) enflasyon arasında dağlar kadar fark var. Bir çok şirket seri halde işçi çıkarmaya devam ediyor. Krizleri Kapitalist sistem üretir. Bu sistemde ekonominin çarkları halkımızın yararına dönmez. Büyük şirketler, tekeller

SEVGİ SELİME

                                    SEVGİ SELİME; Hayatımın aydınlığı, Yarin ( 29 Mart)  Senin doğum günün.  Önceden seninle sohbet edip sonrada benim duygularımı paylaşmak istedm. Bugün beni herkesten daha iyi tanıyor beni sevmeyi, mutlu etmeyi seçen yüce insan; Önce bana olan aşkın ve sabrın için,  hayatımın bir parçası olduğun için TEŞEKKÜR EDERİM.  Bugün milyarlarca kelime bile seni ne kadar özlediğimi tam olarak anlayamaz, anlatamaz , Sen gerçekten benim hayatımın en büyük hazinesiydin.  Bugün bize veda etmiş , yanımda olmayabilirsin ama sevgin ve hatıraların sonsuza dek hep kalbimde saklandı ve yaşayacak. Kalbim hala acı çekiyor ve gözlerim her zaman gizli gözyaşları döküyor. Beni nasıl bu durumda bırakıp gittiğini anlayamıyorum. Kalplerimizin dibinden, cennetteki yeni evinizde sonsuz mutluluk ve barış diliyorum. Hoşcakal iki nefes arasındaki can, hoşcakal yarım bıraktığımız heyecan , hoşcakal iki gözüm,  menekşem, pıtırcığım, Sevdam, Kara gözlüm,  Esmer güzelim,  Nur yüzlüm,  Eş

ANNEM HAVVA'YA MEKTUP

  ANNEM (  HAVVA )'YA  MEKTUP  Bu yazıyı sana adadım annem. Sensizliğinde, çekilmeyen bir günün anlam ve önemi üzerine bir şeyler karalamak için oturduğumda, bilgisayarımın başına, sana dair bir şeyler yazmak istedim. Biliyorum sen bunu okuyamayacaksın, bilemeyeceksin,  göremeyeceksin ama olsun senin yerine duygularımı paylaştığım insanlar okuyacak. Sana yazdım ya bu yazıyı, ellerim titreyerek, gözlerim dolarak ve ağlayarak. Hiçbir abarti  yok sözlerimde, eğer duyuyor, hissediyorsan gittiğin yerlerde. Yalnızca, sevgimi değil, sensizliğe alışamadığımı da bilmeni istedim.  Alışamadım ya, alışmak ta istemiyorum hani !.. Zor geliyor ölüm, zor geliyor sensizlik !.. Tüm dünya herkes annesinin “anneler gününü” kutlayacakken, senin gününü kutlayamamak, ellerini öpememek, hep birlikte gülüp eğlenememek zor geliyor be anne. Kızgınım sana !.. kırgınım bizi bırakıp  bu kadar erken gitmene !.. Kızgınım ya, elinden bir şey gelmediğinin de farkındayım. Ama keşke biraz daha uzun yaşamayı dileseydi