Ana içeriğe atla

Kayıtlar

BARIŞ BIZE SEVGİ VE KARDEŞLİĞİ IFADE EDIYOR

Bugün ben köşemde Corona Virüs denen hastalığından bahsetmeyeceğim. Zaten bu konuda herkes bir görüş sunuyor ... zaten uzmanda değilim. Şunu yapın, bunu yapmayın da demiyeceğim. Çünkü olay çok ciddi, bir konu , her yurttaş yapacağını bilir diye düşünerek köşemde farklı bir konu işleyeceğim. BARIŞ... BARIŞ... Barış, kulağa hoş gelen ne güzel bir sözcük. Kime sorsan herkes ‘ Barıştan yanayım’ der. Demesine der, ama kendimize karşı dürüst olalım. Biz gerçekten barışçı mıyız, yoksa şiddet bizi kuşatmış, gözlerimizi kör, beynimizi tembel mi bırakmış? KALKINMANIN ÖNEMİ  Ülkemizin kalkınması, ülkemizin sayılı ülkelerinden olma yolu; barış, sevgi ve kardeşlikten geçer; çünkü birbirimizi sevmeden, birbirimizle kenetlenmeden, aramızdaki ayrılığı, nifak sokmayı bırakıp tek vücut olmadan ana hedefimize varamayız. SEVGİ... İnsan sevmeli çiçeği, (mor menekşeyi) böceği,(bal arısı) hayvanları ve tabi kendi varlığını. Sevebildiği ölçüde erdemli insan olma vasfına ulaşır. Unutulmamalıyız ...

DAVRANIŞLARIMIZI KONTROL ETMEK BIZIM ELIMIZDE

DAVARANIŞLARIMIZ... Etrafımıza bir bakarsak herkes ama herkes çok sabırsız olmuş. Kimisi olan bitene, kimisi de olmayanlara. Endişeli bekleyişler yerini sabırsızlığa bıraktıkça insan daha da çok mahvediyor kendini. Çözüm nerede ya da kimse bir an önce bulunmalı diye. Şimdi lütfen her şeyi bir anlığına bırakalım. Gözlerimizi kapatalım ve hayat filmimizi biraz geriye doğru saralım. 😣😣 O enerjilerimizin en doruk olduğu zamanlara. Yerinde duramazdık ya hani, yeni projeleri halkımızla paylaştığımızda hep heyecan ve beklenti vardı.  Ama güven ve umutta vardı.. Aklımıza gelenleri sıralamak, bir an evvel yapmak için nasıl da birlikte uğraşıyorduk değil mi? Bütün imkânları seferber etmek nasıl bir histi? Ve o gücü hissedebilmenin dayanılmazlığı... Maalesef şimdi şartlar değişmiş olabilir. Yada olduğunu kabul edelim. Her şey günden güne kötüye gidiyor. En güvendiğimiz dağlar bir, bir yıkılıyor ve kendini dağ zanneden tepelerin dönemi başlıyor. Ya yol vereceksin ya da ezip geçe...

SUSMAK GEREKİR BAZEN

SUSMAK ... Yüreğinde sıkıntı barındıran, ağzı ile susar, kalbi ile konuşur, az söz ile çok "gerçek" anlatır. O içinden gelen sesi dinleyerek söyler, mantığı susar, yüreği konuşur. O şelale sularının köpüklenmesi gibi konuşmaz, başını gelen geçenin ne söylediklerini anlamak için çevirmez, kuşların uçmaları gibi gözlerini oraya buraya çevirmez, Ağzı, kulağı ve gözü ile susmasını bilir. Ağza üç, kulağa yedi, göze on, bilgelik kaidesidir. O halde "çok" konuşmak  niye? Hiç kimseye kelime tecavüzü yapılmamalı, bilen sussun, bilmeyen sussun! Hakikati öğrenmek isteyen, gitsin yürekten konuşanı, sevgi dolu Bilge'yi bulsun, O alır ilhamını ilelebet olandan, yürek sesini dinler, hayatın kendisidir, toprağın altını gibi parlar sözleri. Bazen, uzaklaşmak gerekir yakınlaşmak için,  Bazen, hatırlamak gerekir hatırlanmak için, Bazen, ağlamak gerekir açılmak için, Bazen, anmak gerekir anılmak için, Bazen de susmak gerekir duymak için, Dinle gör, duy ve anla. ...

MUZAFFER İLHAN ERDOST'U KAYBETTİK

Türkiye'nin toplumsal bilincinin ve sol tarihinin oluşumunda önemli bir yere sahip olan Sol Yayınları'nın kurucusu ve sahibi Muzaffer İlhan Erdost, tedavi gördüğü Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaşamını yitirdi.  Çok üzgünüm, Muzaffer İlhan Erdost… Yıldızlara Yoldaş olmak için koyuldu.... Bugün Yenimahalle Karşıyaka Mezarlığından Öğle Namazına müteakip uğurlanacaktır. Şair, Yazar, Yayıncı, İnsan Hakları Savunucusu Muzaffer İlhan Erdost'u kaybettik. Işıklar Yoldaşı Olsun.  Ailesine ve Sevenlerine Baş sağlığı diliyorum. MUZAFFER İLHAN ERDOST ilgili Bir Anımı Paylaşmak istedim. 12 Eylül 1980'den Sonra Mamak Askeri CEzaevi 7 Kasım 1980..  C4 bloğumuzun önüne askeri Reo marka bir araba yanaştı, anladık ki tutuklu geldi. İki kişi indirildi ama uzaktan durumlarının iyi olmadığını aramızda konuşarak teyit ettik. Koğuş kıdemlisine çabuk bir şekilde dışarı çıkmasını bahçe içerisindeki nöbetçi erle...

IKTİDAR BATTIKCA BATIYOR

YANLIŞ SURIYE POLİTİKASI Bu ülkede yaşayan herkesin (yazarıyla, çizeriyle, siyasetçisiyle, sendikacısıyla, dernekçisiyle, sivil toplum örgütleriyle….)  kısaca herkes özellikle Suriye politikası ve hükumetimizin ülkemizde uyguladığı yanlış projeleri verilen zararları, insanlarımız için yapılan diğer çalışmalar konusunda önce kendi ailesine,  çevresindeki arkadaşlarına, dostlarına, kamuoyuna veya dilimiz döndüğü ölçekte yalın bir dille herkese anlatması gerektiğini ifade ediyorum. Hale İktidar ve yandaşları öngörüsüzlüklerin den, stratejik yanlışlıklarından geri çekilmeye niyetli gözükmüyor. Burada sorulması gereken temel soru şu; Suriye'nin birliğimi Ya da parçalanması mı Türkiye'nin yararına? Sizin düşüncenizi bilemem ama ben düşüncelerimi sizlerle paylaşmak isterim. Ben Şüphesiz ki Suriye'nin birliği ve bütünlüğüne kavuşması ülkemizi, ve orta doğuyu rahatlatacak olan tek seçenektir. Aynı zamanda bu seçenek emperyalist planları da darmadağın edecek seçeneklerde...

BEYAZ ADAM KIRIMIZI YÜREK

HOŞ ANILAR Buğulu gözlük camların ardından buğulanan gözlerimle bakıyorum geçmiş ve gelecek hesaplarının kesiştiği her yer de kendime ait güzel ya da hoş, mütevazı anılar buluyorum. Bakıyorum göremiyorum aslında bana sorsanız görmek istediğim şeyin ne olduğunu bende bilemiyorum beklide. Ankara da Şubat ayının son günlerinde havanın bir soğuk, kar yağıyor hava donduruyor, bir bakıyorsunuz sıcaklığın mevsim normallerinin üst noktalarına çıkıyor yakıyor.… Yoksa içimdeki boşluğun yarattığı fırtınanın yorulmuş bedenime dağılması mıdır bilemiyorum ama gerçekten bazen çok üşüyorum., bazen de ateş basıyor. Ne yapacağımı hesap edemiyorum. Ellerimin soğukluğunu avuçlarımın arasına aldığım bir kahve fincanıyla yetmiyor ardından bir bardak çayla gidermeye çalışıyorum da peki yüreğimdeki yangını nasıl söndüreceğim işte bunu bilemiyorum…. Yer yüzüne dağılmış bembeyaz papatyalar örtü beynimde ki en ücra noktaya hükmediyor ve anlayamadığım bir şekilde beni sakinleştiriyor. Ya da akşam olduğun...

YOL-İŞ SENDİKASI 3.NOLU ŞUBE EMEKLİ ÜYELERİNE PLAKET VERDİ.

SENDİKA EMEKLİ ÜYELERİNİ ONURLANDIRDI Türk-İş’e bağlı Yol İş Sen. Ankara 3. Nolu Şube Yönetimi Ankara, Necatibey Caddesindeki Binasında gerçekleştirdiği etkinlikte emekli olan üyelerine plaket verdi. Yol-İş Ankara 3. Şubesi emekliliğe ayrılan birçok üyesine kısım, kısım çağırarak kendi binasında (onurluluk) plaketi verdi. Gerçekleştirilen etkinlikte konuşan; Yol- İş Sen Ankara 3. Nolu Şube Başkanı Ali Serdar Şahin "Sendikal mücadeleye bu güne kadar destek veren, birlikte çalışmaktan onur duyduğumuz, Kurumlarında yetkili yerlerde görev yaparak onurlu hizmetler veren ve emekliliğe ayrılan üyelerimizle Birlikte çalıştığımız süre içerisindeki mesai arkadaşlığınıza, dostluğunuza ve özverili çalışmalarınıza teşekkür eder, emeklilik yaşamınızda aileniz ve tüm sevdiklerinizle birlikte sağlık ve mutluluklar dileriz” dedi. 'MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ' Ali Serdar Şahin konuşmasında “Ülkemizin içerisinde olduğu böylesi sıkıntılı b...