Ana içeriğe atla

Kayıtlar

SUSMAK GEREKİYOR BAZEN

 AĞZI, KULAĞI VE GÖZÜ İLE SUSMASINI BİLİR. Yüreğinde sıkıntı barındıran, ağzı ile susar, kalbi ile konuşur, az söz ile çok "gerçek" anlatır.  O içinden gelen sesi dinleyerek söyl er, mantığı susar, yüreği konuşur. O şelale sularının köpüklenmesi gibi konuşmaz, başını gelen geçenin ne söylediklerini anlamak için çevirmez, kuşların uçmaları gibi gözlerini oraya buraya çevirmez, Ağzı, kulağı ve gözü ile susmasını bilir. Ağza üç, kulağa yedi, göze on, bilgelik kaidesidir. O halde "çok" konuşmak niye?  Hiç kimseye kelime tecavüzü yapılmamalı, bilen sussun, bilmeyen sussun!  Bazen akışına bırakmak gerekir; Yaprakları suyu, Mevsimleri,Olayları, İnsanları... Ve bekleyip görmek gerekir sonuçları...  YÜREK SESİNİ DİNLER Hakikati öğrenmek isteyen, gitsin yürekten konuşanı, sevgi dolu Bilge'yi bulsun, O alır ilhamını ilelebet olandan, yürek sesini dinler, hayatın kendisidir, toprağın altını gibi parlar sözleri. SUSMAK GEREKİR DUYMAK İÇİN... Bazen, u

YAN, YANA KARDEŞ GİBİ

HEPİMİZ BERABER KARDEŞÇE ÖNCE YAŞAMAYI, ARDINDAN DA PAYLAŞMAYI ÖĞRENMELİYİZ;  Güzel ülkemiz yüzyıllardan beri çeşitli ırklardan, farklı renklerden, farklı inançlardan ve farklı mezheplerden olan insanları kardeşçe kendi bağrında barındırmıştır. Bu farklı güzellikler, farklı renkler, kültürel çeşitlilikler yüzyıllar boyunca bu güzelim ve bereketli Anadolu'nun toprakların da yan, yana kardeş gibi yaşadılar ve bütün bu güzellikleri dostluk içerisinde paylaşmasını bildiler.  BARIŞ VE KARDEŞLİK Fakat barışın ve kardeşliğin, dostluğun hükümran olduğu bu yaşam tablosu bir takım karanlık elleri rahatsız etti. Bu birliktelikler,  halkın arasına fitne ve fesat tohumları ekmek isteyen, bölünme ve parçalanmayı, AYRIŞTIRMAYI,  arzulayan bu karanlık odakların amacına ulaşmasına engeldi. Her zamanda engelleyecektir. NİFAK TOHUMLARI Sonunda ekilen nifak tohumları büyük sorunları, ayrışmaları, kopmaları, hizmet verim engelini beraberinde getiriyor. GÜZEL ÜLKEM, TÜRKİYE B

KİMİN UMURUNDA !!!!

 SEBEP NEDİR PEKİ ? Yaşamın hangisi kıyısında olsan da bu soğuk kış Şubat ayında elbet bir yerlere sürüklenirsin en azgın dalgalara, çepeçevre kuşatınca anlarsın yardıma muhtaç olduğunu.  Ankara dan özellikle de Yenimahalle ilçemiz, Batıkent Semtinden etrafına bakınca sadece çekip gidenler görünür aynı güneşe aldanıp meyve veren ağaçlar gibi, zemherinin gölgesinde kurumaya mahkumluğun'u ,güneşe sinirlenerek sürdürürüz her birimiz izinliyken Ergazi mahallesinde... İşte o anlardadır insan yapayalnızken, kurtulmaya çalışır kafasını kurcalayan problemlerden, sakin bir melteme muhtaçken apansız bir lodos alır götürür güzel loş hayalleriyle beraber uzaklara... Ve haykırır ne olur sevgimi bari geri ver diye... ama yalvarmak bazen yetmez bazen de, daha çok şey istenilir elinde karamsar bir nefret... Sevginin , merhametin , hoşgörünün dönüşünü göremeyecek kadar bir çıkmazdadır insan bazen... Bakarsınız etrafınızdakiler de umursamaz olur bütün eşyalar, mor menekşeler

BİLİNMEYEN ÜLKE TÜRKİYE

TÜRKİYE'NİN BUGÜNKÜ  DURUMU PARLAK BİR ÇÜRÜME Ülkemiz hakkında bütün bildiklerimiz hızla geçen bir trenin, yükseklerden uçan bir uçağın penceresinden gördüklerimiz olarak kalıyor. Dertlerimizi, sıkıntılarımızı tam bilemediğimiz gibi, gücümüzün nelere yetip nelere yetmeyeceğini de ölçüp biçemiyoruz.  Politikayı iş edinenlerimiz toplumumuzun politik gerçeklerini yeterince bilmeden didiniyor. Yasa çıkaran adamlarımız, çıkardıkları, uyguladıkları yasaların yaşamımıza uygunluk derecesini kavrayamıyor. Devlet (KAMU, BELEDİYELER)  yönetenlerimiz ken disine yalan yanlış yansıtılan olayları, vak'aları gereği gibi değerlendiremiyor. Bakanlıklar, Belediyeler, Devlete bağlı Şirketler devleşen, canavarlaşan bir ANAMAL düzenin bencilleştirdiği, duygusuzlaştırdığı, sinirli ettiği bir kalabalık gereksiz yerlere su gibi para harcıyor, Zevkine zevk rahatına rahat katıyor. Devlet kurumlarının bütçe harcamalarını denetleyen kuruluşumuz "SAYIŞTAY"IN raporları ne kamuoyu (y

YEREL SEÇİMLERE GİDERKEN

KENDİMİZİ SORGULAMADIK Biz AKP'yi her fırsatta suçlarken  kendimize dönüp  de biz ne yaptık  da AKP bu boyutta büyüdü  ve 96 yıllık  Cumhuriyetle  Atatürk'le  hesaplaşma  durumuna geldi diye kendimize sorgulamadık! Her fırsatta  ya eleştirdik  ya da hakaret ettik. Başkalarının paylaştığı  resimleri paylaşmayı  çok  daha kolay gördük . Oysa paylaştığımız  bu resimler için ne bir görüş  notu düştük,  nede eleştirdik . Bunu sosyal medya aracılığı  ile sosyal bir katkı  zannederken de ya kendi eksiklerimizi  paylaştık! Hiç okumadık,,., araştırmadık,,, düşünce  yorum üretmedik   ya hakaret ettik ya da kişileri karalamaya devam ettik. Su anda yaptığımız  gibi bunu da  bir meziyet edindik! Şöyle  bir geriye gider AKP yöneticilerin  dediklerini gözden  getirirsek; "EVET çıkarsa  şehit  gelmeyecek" dediklerinden beri yaklaşık 418 şehit  geldi. "EVET çıkarsa  OHAL bitecek " dediklerinden beri OHAL 6.kez uzatıldı. "EVET çıkarsa  işsizlik 

SEVEN VE SEVİLENLERİN GÜNÜ KUTLU OLSUN

Seni Anlatmamı İsteselerdi… Benden, seni anlatmamı isteselerdi, bir yürek anlatırdım içinde koskocaman bir dünya, dünyada kocaman bir fener ve sevgi yolu aydınlatan esmer, kara kaşlı kara gözlü, yürekli,candan,sert mizaçlı görünen, pamuk gibi kalbi olan, güzel ,hoş bir edalı kişi derdim,,, Deselerdi ki yaz onu; yazardım en güzel şiirleri dilsiz, sessiz istekleri aşkları. Yazardım parmaklarımın morarıncaya kadar yazardım, yüreğim yorulup duruluncaya kadar yazardım,,,o kadar çok  şey yazardım ki beklide sayfalar yetmez mi ? desem,,, Deselerdi çiz onu; çizerdim dünyayı, dünya her tarafı yedi veren gülleri yedi renk açan en mevsimsiz çiçeklerin açtığı nakışlı oyalı özenli bir dünya ve korkardım kendi çizdiğim dünyaya dokunmaya, korkardım çiçeklerin yaprakların solmasından. o benim kırmızı güllerim,,,ya da ak beyaz papatyalarım,,,mor menekşem,,,,yada,,,lale miydi,,,,yok yok her şeyim,,,o,,, Deselerdi kim O? O derdim O işte yüreğinde deryaları taşıyışta tek bir düny

HER ŞEY İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM

DOĞUM GÜNÜMÜ KUTLAYANLARA TEŞEKKÜR EDERİM. Doğum günümü günümüzün koşulları gereği fazla abartmadan  Küçük ailemle birlikte evimizde kutladık. Şubat ayının biri benim doğum günümdü. (1 Şubat .... ) Bir yıl daha geçip gitti, arkasına dönüp bakmadan. Ama ben de boş durmadım, yaşadım. Mutlu oldum, üzüldüm, kızdım, hüzünlendim, yalnız kaldım, kalabalıklardan yoruldum, gittim, geldim, koştum, kuşlara imrendim, meleklerle beraber oldum, çiçekleri kokladım… 1 Şubatta doğan (Kardeşim Gülfinaz Eker, Yeğenim Dilem Tozanlı ) başta olmak üzere  herkesin de doğum gününü kutlayarak başlamak isterim.   Aslında yaptıklarımın birçoğunu sıralaya madım, sadece aklımda kalan önemli güzellikleri sizlerle paylaştım. O kadar çok şey yaptım ki, bir yılın aslında bir insan hayatı için ne kadar da uzun bir yol olduğunu anladım. Gerçek manasıyla bir yıl yaşamak, bin yıl yaşıyor gibi yapmaktan çok daha güzelmiş, çok daha anlamlıymış, bunu anladım. Ömrüme kattığın tüm bu güzellikler için