Ana içeriğe atla

Kayıtlar

  HAYIR DİYE BILMEYI ÖĞRENMEK  Psk. Ilkten Çetin  diyor ki; Hayir diyebilmeyi öğrenmek” çalışmaya çok zaman harcarsınız,muhtemelen iş arkadaşlarınızdan ve patronunuzdan olumlu tepkiler alırsınız. Bu da sizi daha fazla olumlu tepki almak için daha fazla çalışmaya iter ve çalışma isteğinizi arttırır.  Bu arada, aile bireyleriniz hayatı- nızdan dışlandıklarını hissedebilme duygusuna kapılabilirler. Çünkü işinize çok zaman ayırıyorsunuzdur. Sonuç olarak, evde geçirdiğiniz zamanı, suçluluk duygusu ve aile bireylerinin yokluğunuzdan yakınmaları nedeni ile huzursuzluk içinde geçirmeye başlarsınız.hatta evde olmanız, olumsuz tepki alma anlamına gelebilir.sistematik olarak düşünürseniz olumlu tepkiler aldığınız yer olan işinizde geçirdiğiniz zamanı arttırır...  Görüyorsunuz ki #Hayir  demek ne kadar kıymetli imiş... İşte benim Torunum Prenses Doğa Masal  Açar 'da  20 aylık olmasına rağmen ( Hülya Teyzesinin ) katkıları ile hayır demeyi öğrenmiş. ...

ORMAN BANYOSU

  Ormanda birkaç saat geçirmek bile sana çok iyi gelecek.  En son ne zaman doğada uzun bir yürüyüş yaptığınızi hatırlıyor musun? Sahilde ya da bir parkta yürümekten değil, gerçekten dört bir yanını kocaman ağaçların çevrelediği gerçek bir ormanda yürümekten bahsediyoruz. Doğada olmak insana bambaşka bir huzur veriyor. Birkaç saat şehirden uzaklaşmak, doğada yürüyüş yapmak, çimenlerin ve ağaçların kokusunu ciğerlerimize çekmek, kuşların sesini dinlemek adeta ruhunuza format atıyor. Doğada yapılan günübirlik yürüyüşlerin insana fiziksel ve zihinsel olarak faydaları saymakla bitmez. Ö zellikle de  pandeminin hayatımıza getirdiği stres yükü nedeniyle hepimizin doğayla daha sık buluşması gerekiyor. Doğanın iyi gelmediği bir insan olduğunu sanmıyoruz… Kendini yeşile, sessizliğe, küçük hayvanların mırıltılarına, kuşların sesine  ve ormanın dinginliğine bıraktığında, iyi hissetmemen gibi bir ihtimal yok. Üstelik doğa ile bütünleşmek kendini keşfetmene, özgürleşmene ve özgüve...

ŞİMDİ OKULLU OLDUK , SINIFLARI DOLDURDUK

Hayatın koşturmacası içinde yılların nasıl geçtiğini anlamıyoruz ki. Ta ki torunum K.Toprak'in   Anne Annesi Ayşegül'un dediği gibi (minik kuzumun) okula başlamasına şahit olunca ‘’hey gidi günler hey’’ diyorsun kendi kendine... Bir zamanlar bizlerde ilk okul heyecanı yaşamıştık, kara önlüklerimiz ve beyaz yakalarımız ve göğsümüzde ki cebimizde mendillerimiz ile elimizde çantamız ( herkeste yoktu) tüm mahallenin çocukları bir bir düşerdik okul yoluna. O yıllarda okul gözümüzde büyür, anne ve babadan uzak kalma korkusu hepimizi sarar ve ağlardık çocuk yüreğimizin haklılığıyla.   Sonra bir bir geçilen sınıflar ve bitirilen okullar seni hayata hızlıca hazırlardı sen anlamadan ve arkana dönüp baktığında ‘’keşke hep çocuk kalsaydık’’ deriz hepimiz.   Sonra kendi aileni kurar ve evlat sahibi olursun. 3-5 yıl derken artık senin minik yavrunun da okullu olma zamanı gelmiş çatmıştır.     Ailenin yaşadığı heyecanı ve gururu bu kez sen yaşarsın, okula başlayacak ...

K.TOPRAK'IN ÖĞRETMENİNE VEDASI

OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLERİMİZE SEVGİLER  Eğer içinde yaşadığı o çok kıymetli duygu, düşünce ve farkındalıkları ifade etme ve yazma becerisi olsaydı, bir çocuk kreş yöneticilerine ve sevgili öğretmenine sanırım şöyle seslenirdi. Seninle oynamak, boyama yapmak, şarkılar ve kavramlar öğrenmek, dans etmek o kadar keyifli ki. Bu kadar uzun bir süre böyle eğlenceli olabilmene bayılıyorum. Minicik bedeni, kocaman aklı ve hala gelişmekte olan kendini ifade becerisiyle kreşe gitmeye başlayan ( K.Toprak Açar) beni 0-6 yaş çocuğu düşünün. Kreşe ve öğretmenine veda ederken,,, Neler düşünür? Neler hisseder?   Oturup  test etmeye başladım, düşündüklerimi  yazıya döktüm,,, Sevgili #Anasehirkoleji  kreşim ve  öğretmenim, kreşe  yeni başladığımda  Seni yeni tanıyorumdum, annemden, evimden, güvendiğim bakım verenlerimden ilk kez ayrılıyorum. Her köşesine alışmaya çalıştığım bu yerde her şey çok yeni, farklı ve benim için kaygı vericiydi,,, Lütfen önce sana güven...

OZLEDİM BE GÜLÜM

  Kestirme düz haliyle  Yazıyorum... Yokluğunda içim  Çekiliyor,  kanım donmuş gibi... Özlüyorum be gülüm.. Sözcüklerinin yetmediği yerde Yürek  Uzatmanın anlamı yok Ozledim seni be gülüm... Bir tek ben özlemedim  seni Batikent'deki , Ankara'daki komşuların  Çarşı daki Esnafların.  Gün Arkadaşların, Kardelen sitesindeki dostların,  Bahçedeki,  çiçeklerin, böceklerin,  Kardeşlerin, çocukların,Torunların  Her sabah, Pencerenin önünde güneşlenen serçe,  Komşunun Kedisi, Seni nasıl özledik  bilemezsin, Kıskanır Eller, Ozledim seni  Hava  gibi, Su gibi, Bu defa seni çok özledim,  Özledim işte ötesi varmi?... Özledim be gülüm...

KUTLUYORUM

  O7/ 08 / 2021 Tarihinde yapılan Olağan Genel Kurulda; Divan Başkanligini Yürüten Nurten Emel HORASAN,  Yazman ; Murat Karetekili'yi Yönetim Kuruluna seçilen; 1) Gülay  ULUSAN 2) Hasan Basri BAYIRKAN 3) Davut TURAN Yönetim Yedek Kuruluna seçilen; 1) İbrahim GONULSEN  2) Yenigul ADIGÜZEL  3) Nurten Emel HORASAN Denetim Kurulu Seçilen; 1) Nihat ERİM  2) Ali Rıza TOPÇU  3) Serpil KÖKLÜ  Mazeretim nedeniyle katılamadığım KARDELEN SİTESİ  Olağan Genel Kuruluna  Oy birliği ile bir yıllığına seçilen Komsularimizi; Geçmişin olumsuz, negatif yollarını, sıkıntılarını düzeltmek,  Geleceğin sarsılmaz, sağlam VE pozitif yollarını inşaa etmek için SECILDIGINIZ Bu güzel,  harika,  mükemmel görevde hepinizi KUTLUYOR; başarılar  dileriz.  Ayrica Matem ve Muharrem Ayi olması  Sebebiyle Tüm  Komşularımızın Muharrem Ayi'ni  kutluyor, Yaptığımız Aşure ler hak katında kabul olsun. Ülkemizde dirlik,  birlik, barış ...

ÖYLE İÇİMDESİN Kİ...

  Öyle İçimdesin ki... Öyle içimdesin ki. Yanağımda dolaşan rüzgardan daha gerçek dokunuşların. Küçük, ürkek, kesik dokunuşlarınla, belki de her zamankinden daha yanımdasın. Yani öylesine, o kadar bensin ki. Ah nasıl anlatsam. Boşuna bu çabalarım, doğru kelimeleri aramalarım. Ne kitaplar yazıyor, ne de sözlüklerde karşılığı var. Yalnızca hissediyor insan, yaşıyor. Kelimeler eksik, kelimeler yaralı. Kelimeler cılız, Kelimeler kifayetsiz.  Taşımıyor, anlatmıyor, tanımlamıyor bu duyguyu. Ben de. Çok başka bir şey. Sevginin ortasında, derin acılar hisseder mi insan? Aydınlık gülümsemelerin içine, hüznü yerleştirir mi durup dururken? Gözlerine buğu, diline sitem, yüreğine burukluk, çöreklenir kalır mı günlerce? Gelmeyeceğini bildiği mektup için, evimizin posta kutusunu hep aynı heyecanla her gun açar mı? Dedim ya, başka bir şey bu. Ne kadar yalnızsam, o kadar seninleyim aslında şu son günlerim de. Duvarlarım yosunlu, duvarlarım kaygan, duvarlarımdan hiç tükenmeyen sular sızıyor. Tu...